Osteoporoz, kemiklerin zayıflaması ve kırılgan hale gelmesiyle karakterize edilen bir metabolik hastalıktır. Bu hastalık önlenebilir ve tedavi edilebilir niteliktedir. Kadınlar, kalsiyum ve D vitamini açısından zengin bir diyetle beslenerek, uygun egzersiz yaparak, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınarak ve yaş ve menopoza bağlı olarak ortaya çıkan kemik kaybını yavaşlatarak kemik sağlığını koruyabilirler. Ancak yapılan çalışmalar, premenopozal ve postmenopozal dönemdeki kadınların osteoporoz hakkındaki farkındalıklarının oldukça değişkenlik gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu çalışmalarda, kadınların %68,3'ünün hiç bilgisi olmadığından %85'inin bilgi sahibi olduğuna kadar farklı oranlar bulunmuştur. Ayrıca, sosyokültürel ortam ve eğitim düzeyi gibi faktörlerin osteoporoz farkındalığını etkilediği gözlemlenmiştir. Sağlık çalışanları ve medya, hastaların osteoporoz hakkında bilgi kaynağı olarak önemli bir rol oynamaktadır. Ancak yapılan çalışmalar, sağlık çalışanlarının hastaları osteoporoz konusunda yeterince bilgilendirmediğini göstermektedir. Bu nedenle, toplumsal bilinç ve farkındalığın artırılması, osteoporoz nedeniyle gelişen morbidite ve mortalitenin azalmasına katkı sağlayacaktır. Osteoporozun etiyolojisi, kemik oluşumunun intrauterin dönemde başladığı ve menopoz sonrasında hızlı bir kemik kaybının başladığı gerçeğine dayanmaktadır. Kemik kütlesini etkileyen faktörler, genetik miras, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı gibi çeşitli faktörlerdir. Osteoporozun epidemiyolojisi, insan ömrünün uzamasıyla birlikte artan bir sorun haline gelmiştir. Kadınlarda ileri yaşlarda en sık kırık nedeni olarak görülmektedir. Bu nedenle, osteoporozun önlenmesi ve tedavisi konusunda daha fazla çaba sarf edilmesi gerekmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :