Bu çalışmanın amacı, doğal süreçleri yapısal modelleme için bir başlangıç noktası olarak ele almak, kemiklerin yüksek streslere dayanırken ince bir formda ve hafif olmalarını nasıl başardıklarından ilham alarak sistem performansını geliştirmektir. Dolu ve gözenekli yapı bileşenlerinin bölümleri arasındaki farklar da gösterilmekte, gözenekli yapıların avantajlı yönleri ve sıvı dolu gözenekli yapıların mimarlık ve mühendislik açısından hidrolik etkileri çalışmanın sonunda belirtilmektedir. Kemikler, içlerinde bulunan dövülebilir ve kırılgan içerikler arasındaki dayanışma sayesinde birçok kuvvete doğal yapılar olarak direnç gösterirler. Yapılar, yükleri taşımak için tasarlanmış malzemelerin bir araya getirilmesidir. Her bitki, hayvan ve insan yapısı mekanik kuvvetlere dayanmak zorundadır. Biyolojik yapılar, yapay olanlardan çok önce ortaya çıkmıştır. İlkel yaşam türleri, tarih öncesi çağlarda yumuşak dokulara sahipti. Canlılar çoğaldıkça, yaşam daha rekabetçi hale geldi ve zayıflar hayatta kalamadı. Rijit dokuların kullanımı iskeletleri sömürdü; ancak kemiklerin zayıf noktası kırılgan olmalarıydı. Bu nedenle, yumuşak parçalar sıklıkla iskelet üzerindeki yükleri sınırlamak ve kırılganlık başarısızlığından korumak için fonksiyonel şekillerde kullanıldı. Esneklik ve ince yapılar, canlıların yapıları için büyük öneme sahiptir, böylece kararlılığı yanıltmazlar ve yükleri taşırlar. Herhangi bir yapısal elemanı oluşturmak için doğayı taklit etmek de biyomimetik tarafından içerir. Biyomimetik kelimesinin kökenleri biyoloji, yaşayan organizmaların çalışması ve taklit etmek anlamına gelen \"mime\" kelimesinden gelir. Victor Papanek (1995), benzersiz bir tasarımcı ve konuşmacı, tasarımcıların biyolojik prototipler ve sistemler kullanarak benzetmeler bulmaları gerektiğini belirtmiştir. Doğa, hem tasarımcılar hem de mühendisler için yapı ve form açısından büyük potansiyele sahiptir. Endüstriyel tasarımcılar, mimarlar ve yapı mühendisleri genellikle problemlere çözüm geliştirmek için biyolojik sistemlerden analojiler kullanırlar (örneğin, ağır yükler altında bölümleri geliştirmek için doğanın yapısal yeteneklerine başvururlar). Kemik metabolizmasıyla ilgili literatür araştırması 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :