Larinks ve hipofarenks kanserleri, genellikle squamöz hücreli kanserlerdir ve erken evrelerde tedavi edilmesi amaçlanır. Tedavi, hastalığın kontrol altına alınması ve ses ile yutma fonksiyonlarının korunması üzerine odaklanır. Erken evrelerde radyoterapi veya mikrocerrahi gibi tek bir tedavi yöntemi yeterli olabilirken, ileri evrelerde daha agresif ve multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir.Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl yaklaşık 13,400 kişiye yeni larinks kanseri tanısı konulurken, 2,500 kişiye de hipofarenks kanseri tanısı konulmaktadır. Bu kanserlerin görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır ve erkeklerde daha sık görülür.Tedavi sonuçlarına bakıldığında, larinks kanseri için 5 yıllık sağ kalım oranı %60 iken, hipofarenks kanseri için %30'dur. Risk faktörleri arasında sigara, alkol, çevresel maruziyetler (asbest, çimento, talaş, perkloretilen gibi), sigara içmeyenlerde gastroözofageal reflü hastalığı ve HPV enfeksiyonu yer almaktadır. Hipofarenks kanserlerinde ise demir ve C vitamini eksikliği (Plummer-Vinson Sendromu) ve baş-boyun kanserlerine yönelik radyoterapi öyküsü de risk faktörleri arasında sayılabilir.Larinks ve hipofarenksin anatomisi incelendiğinde, larinks üç bölümden oluşurken, hipofarenks priform sinüs, post krikoid alan ve posteriorfaringeal duvardan oluşmaktadır. Larinks kanserlerinde en önemli klinik bulgu ses kısıklığı veya ses kalitesinde bozulmadır. Erken evrelerde glottik kanserli hastalarda ses kısıklığı görülürken, supraglottik larinks ve hipofarenks kanserlerinde hastalar genellikle boyunda ağrısız kitlelerle başvururlar.(AI)
Atıf Sayısı :