Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin meme kanseri ve meme kendini muayenesi hakkındaki farkındalıklarını ve sağlık inanç modelini kullanarak değerlendirmektir. Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türüdür ve kanserle ilişkili ölüm vakaları arasında birinci sıradadır. 2012 yılında yarım milyon kanserle ilişkili ölüm vakası (%15) ve yaklaşık 1.7 milyon yeni kanser vakası (%25) meydana gelmiştir. Türkiye'de, dünyada, AB ülkelerinde ve ABD'de en sık görülen beş kanser türünden biri olan meme kanseri, 2014 verilerine göre her dört kadından birinde görülmektedir. Türkiye'de yılda meme kanseri teşhisi konulan kadınların toplam sayısı 16,646'dır. Türkiye'de meme kanseri teşhisi konulan kadınların %44.5'i 50-69 yaş arasında, %40.4'ü ise 25-49 yaş arasındadır. Meme kanserinin erken teşhisi, diğer kanser türleri gibi hastalığın prognozu ve iyileşmesi açısından oldukça önemlidir. Mammografi, meme kendini muayenesi (BSE) ve klinik meme muayenesi, meme kanserinin erken teşhisi üzerinde etkilidir. BSE, meme kanserinin erken teşhisi için güvenilir, etkili ve ekonomik bir tarama yöntemidir. Meme kanseri, Türkiye'de Ulusal Toplum Temelli Tarama Standartları'nın bir parçası olarak tarama yapılması önerilen üç kanser türünden biridir. Bu tarama programı kapsamında, 20 yaşın üzerindeki kadınlara aylık BSE uygulaması, 20 yaşın üzerindeki ve 40 yaşın üzerindeki kadınlara iki yılda bir klinik meme muayenesi ve her yıl mammografi yapılması önerilmektedir. Ancak, bu önerilere rağmen meme kanseri tarama oranları düşüktür. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin meme kanseri ve BSE hakkındaki farkındalıklarını ve sağlık inanç modelini kullanarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır.(AI)