Bu bölümde, intiharın değerlendirilmesi ve yönetimi konusu ele alınmaktadır. İntihar, dünya genelinde önde gelen morbidite ve mortalite nedenlerinden biridir. Her yıl yaklaşık 800.000 kişi intihar ederek ölmektedir ve bunların üçte biri 30 yaşın altındadır. Epidemiyolojik çalışmalar, intiharların yaşla birlikte arttığını göstermektedir. ABD'de intihar oranlarının son yıllarda %30 arttığı belirlenmiştir. İntihar, sadece ölümlere neden olan bir sorun değildir, aynı zamanda intihar girişimleri de yoğun acı, mutsuzluk ve/veya ruh hastalığının belirtileridir.\"Kendine zarar verme\" ve \"intihar\" terimleri zaman zaman birbirinin yerine kullanılır, ancak kavramsal ve tedavi düzeyinde farklılıklar gösterir. Kendine zarar verme, kişinin vücuduna zarar vermesiyle sonuçlanan kasıtlı ve sıklıkla tekrarlayan bir davranıştır. İntihar ise ölümle sonuçlanan kasıtlı bir eylemdir. Her ikisi de kendine yönelik ve tehlikeli olduğundan, kendine zarar verme ile intihar arasında ayrım yapmak zor olabilir. Ancak, kendine zarar veren bireylerin çoğunluğu ölmeyi amaçlamaz.İntiharın önlenmesi ve yönetimi, birey ve toplum üzerinde oluşturduğu yükün yanı sıra ruh sağlığı hizmeti verenler için de önemlidir. Bu yazıda intiharın riskleri, risk değerlendirmesi ve yönetimi ele alınmaktadır.Risk faktörleri, intihar etme riskini artıran durum veya özelliklerdir. Bu faktörlerin tanınması, bireylerin genel riskinin belirlenmesine yardımcı olabilir. Ruhsal belirtiler ve ruhsal bozukluk tanısı, intihar riskini önemli ölçüde artırır. Majör depresif bozukluk, bipolar bozukluk, kişilik bozuklukları gibi psikiyatrik hastalıklar intihar riskini artıran faktörlerdir. Ayrıca, intihar girişimi için depresyon, intihar düşüncesi, ümitsizlik, alkol kullanım bozukluğu gibi faktörler de risk oluşturur.Bu bilgiler, intiharın değerlendirilmesi ve yönetimi konusunda sağlık profesyonellerine rehberlik etmektedir.(AI)