Bu bölümde kanser hastalarında psikofarmakoloji uygulamaları, özellikle antidepresanların kullanımı ele alınmaktadır. Kanser, dünya genelinde sigara, çevresel kirlilik, obezite, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, enfeksiyon gibi risk faktörlerinin artmasıyla birlikte giderek artan bir yük oluşturmaktadır. Kanser vakalarının önümüzdeki 20 yıl içinde %70 oranında artması beklenmektedir. Kanserin türü ve tedavisi ülkeden ülkeye farklılık gösterirken, psikiyatrik hastalıklar kanser hastalarının yaklaşık yarısını etkilemektedir. Depresyon, kanser hastalarında en sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir ve depresyonun kanser hastalarının yaşam kalitesi, ağrı algısı, intihar düşünceleri, tedaviye uyum ve prognoz üzerinde olumsuz etkileri olduğu gözlemlenmiştir. Antidepresanlar, kanser hastalarında depresif semptomların azaltılması ve yaşam kalitesinin artırılması için etkili bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Antidepresanların kanser hastalarında etkili olduğu birçok araştırma tarafından kanıtlanmıştır. Antidepresan seçimi yapılırken, kanserin türü, hastalığın evresi, yan etkiler ve ilaç etkileşimleri gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Trisiklik antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar), serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI'lar) gibi farklı antidepresan sınıfları bulunmaktadır. Her bir antidepresan sınıfının farklı etki mekanizmaları vardır ve bu nedenle hastanın durumuna en uygun antidepresanın seçilmesi önemlidir.(AI)