Madde kullanımı ve ilaç kötüye kullanımı, bağımlılık yapması ve beraberinde getirdiği hukuksal, sosyal, maddi ve sağlık sorunlarıyla ciddi bir toplumsal sorundur. Ülkemizde yasadışı maddelerin geçiş yolu üzerinde bulunması, bu maddelerin pazarının artmasına neden olmaktadır. Madde kullanımı ve ilaç kötüye kullanımı, gelişmiş ülkelerde daha yaygındır ve gebelik sırasında da devam edebilmektedir. Hamile kadınlarda sigara, alkol ve yasadışı ilaç kullanımı oranları Amerika Birleşik Devletleri'nde %17.6, %9.4 ve %5 olarak tahmin edilmektedir.Prenatal madde maruziyeti tanısı, annenin öyküsü veya tarama sonuçları, annenin veya bebeğin idrar örneğinde ilaç veya metabolitlerinin saptanmasıyla konulur. Anne veya bebekte madde kullanımı bozukluğu ile ilişkili bulgular varsa veya annenin öyküsünde veya tarama sonuçlarında madde-ilaç kullanımı bulgusu saptanmamışsa, yenidoğan bebeğe tarama yapılması gerekmektedir. Prenatal ilaç maruziyeti nedeniyle etkilenen annelerin ve bebeklerin tıbbi tedavisinden sorumlu olan doktorların ülkenin ilgili yasalarından ve resmi süreçten haberdar olması önemlidir.Anne karnında madde-ilaç maruziyetiyle karşılaşan bebekler, ilaca, maruziyetin zamanlamasına, annenin kullanım miktarına, genetik faktörlere, anne ve bebekte ilacın metabolizmasına ve atılımına bağlı olarak farklı klinik belirti ve bulgular gösterebilirler. Postnatal dönemde, anne ve bebeğe en uygun ve kapsamlı tıbbi bakımın uygulanabilmesi için multidisipliner bir ekip oluşturulması önemlidir. Bu ekip, sosyal hizmetler, klinik farmakoloji, kadın-doğum ve pediatri uzmanlarından oluşmalıdır.Bu hasta grubunda başka hastalık ve sorunların da sıkça görüldüğü göz önüne alınarak, annenin genel tıbbi bakımının planlanmasında annenin sosyal ve tıbbi öyküsünün değerlendirilmesi, anne-babanın desteklenmesi ve eğitimi, anne-bebek etkileşimi ve annenin kendi kendine bakabilmesi için yaşanılan ortamın en uygun hale getirilmesi gerekmektedir.(AI)