Bu makalede, karaciğer sirozu ve adrenal yetersizlik arasındaki ilişki incelenmektedir. Karaciğer sirozu, son dönem karaciğer hastalığı olarak bilinir ve kompanse veya dekompanse fazda ortaya çıkabilir. Dekompanse siroz, asit, hepatik ensefalopati, varis kanaması ve sarılık gibi belirtilerle karakterizedir. Dekompanse sirozlu hastalarda immün sistemdeki düzensizlik, böbrek fonksiyon bozukluğu, varis kanaması enfeksiyon riskinde artışa neden olabilir ve sepsis ve multi-organ yetmezliği gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Dekompanse sirozlu hastaların acil servise başvuruları ve hastaneye yatışları sık olabilir. Bu nedenle, ağır klinik tablo ile başvuran sirozlu hastalarda adrenal yetersizlik olasılığının düşünülmesi ve uygun tedavinin hızlı bir şekilde yapılması hayati önem taşır. Adrenal yetersizlik, adrenal bezdeki patolojilere bağlı olarak primer, hipofiz bezi patolojilerine bağlı olarak sekonder veya hipotalamustan kaynaklanan bir durum olarak sınıflandırılır. Adrenal steroid sekresyonu vücudun farklı bölgelerinde sıkı bir şekilde düzenlenir. Kan kortizol düzeyi, hipotalamik-hipofiz-adrenal aks tarafından kontrol edilir ve stres, ışık ve diğer uyarıcılara yanıt olarak kortizol üretimi düzenlenir. Sirozlu hastalarda adrenal yetersizlik, hastalığın şiddetine bağlı olarak glukokortikoid aktivitesinde veya yanıtında azalma şeklinde ortaya çıkabilir. Bu nedenle, sirozlu hastalarda adrenal yetersizlik önemli bir konudur ve hastalığın komplikasyonu olarak görülebilir.(AI)
Atıf Sayısı :