Bulantı ve kusma, cerrahi hastalarında ve gastrointestinal hastalıklarda en sık görülen semptomlardır. Bulantı, kusma isteği veya kusma dürtüsü olarak adlandırılırken, kusma ise mide içeriğinin kuvvetli bir refleks ile özofagus ve ağız yoluyla dışarıya atılmasıdır. Bulantı genellikle kusmaya öncülük eder ya da onunla birlikte gelişir. Kusma eylemi, medulladaki kusma merkezi veya dördüncü ventrikül tabanındaki kemoreseptör tetikleme bölgesi (CTZ) tarafından, motor ve otonomik yanıtların bir kombinasyonu yoluyla başlatılır. Bulantı ve kusmanın etiyolojisi, semptomların süresi, sıklığı ve şiddeti ile ilişkili semptomların özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Kısa süreli semptomlar acil olarak değerlendirilmeli ve enfeksiyöz nedenler, gastrointestinal mekanik obstrüksiyonlar, visseral nedenli ağrılara bağlı gelişen bulantı ve kusmalar, santral sinir sistemine (SSS) bağlı bozukluklar, ilaçlar ve sistemik durumlar mutlaka sorgulanmalıdır. Bulantı ve kusma ayrıca enfeksiyonlar, nörolojik sebepler ve abdominal sebepler gibi farklı etiyolojilere de bağlı olabilir. Özellikle postoperatif hastalarda profilaktik antiemetik tedavi almayanların yaklaşık %43'ünde bulantı ve kusma görülebilir. Enfeksiyöz nedenlerden kaynaklanan bulantı ve kusmaya ateş ve ishal eşlik edebilirken, nörolojik sebeplerde ani gelişen fışkırır tarzda kusmalar ve SSS enfeksiyonlarındaysa ateş, ense sertliği ve baş ağrısı gibi semptomlar görülebilir. Bu nedenle, bulantı ve kusma semptomlarına yaklaşırken etiyolojiyi belirlemek önemlidir.(AI)