Koku ve tat duyuları, yaşam kalitesine ve çevresel beğeniye katkıda bulunur. Bu duyular, sadece toksik ve tehlikeli uyaranlara karşı koruma sağlamakla kalmaz, aynı zamanda koku ve tat alabilmek, içecek tadımına katılmak, taze demlenmiş bir fincan kahveyi tespit etmek veya yemekten alınan haz dahil olmak üzere yaşamın daha nitelikli olmasına katkıda bulunur. Burun ameliyatı, hastanın koku alma duyusunu değiştirebilir ve bazı hastalar ameliyattan önce koku alma kaybının farkına varmazlar. Türkiye'de yapılan bir araştırma, koku kaybı konusunda eğitim almış pratisyenlerin koku kaybını daha dikkatli değerlendirdiğini ve koku kaybını yönetmede daha özgüvenli olduğunu bildirmiştir. Ameliyattan önce temel bir koku testi ile hastanın koku alma duyusunun seviyesinin kayıt altına alınması, hem hastanın ameliyat sonrası olası koku şikayetinin tespitinde hem de yasal sorunların önlenmesinde önemlidir. Cerrahlar, cerrahi risk faktörlerine, cerrahi tekniklere ve ameliyat öncesi mevcut hastalığa dikkat etmelidir çünkü bunlar ameliyat sonrası koku alma bozukluklarına ve kalıcı koku kaybına neden olabilir. Koku alma organları, insan vücudunda benzersizdir çünkü yenilenen nöroepitelyum dokusunu içerirler. Ancak bu hassas sinir lifleri de hasar görebilir ve kalıcı kayıplara uğrayabilir. Koku epiteli, yalancı çok katlı kolonar epitelden oluşur ve koku almayı kolaylaştıran dört ana hücre tipine ayrılır: siliyer koku reseptörleri, mikroviller hücreler, sustentaküler hücreler ve bazal hücreler. Koku duyusu bozuklukları, koku duyusunun kaybının, işlev bozukluğunun veya değişen algının derecesine bağlı olarak kategorilere ayrılır. Her birinin farklı prognozu ve tedavileri olduğundan, kayıp veya işlev bozukluğunun türünü doğru bir şekilde belirlemek ve belgelemek oldukça önemlidir. Ağız boşluğu, büyük kısmı dilde olmak üzere, damak, farinks ve epiglotta da tat reseptörleri bulunur.(AI)
Atıf Sayısı :