Bu bölümde, koroner arter rüptürüne yaklaşım konusu ele alınmaktadır. Koroner arter rüptürü, koroner artere müdahale sırasında nadir görülen ancak yaşamı tehdit eden bir komplikasyondur. Bu durum, damar duvarının üç tabakasına penetre olarak damar duvarında anatomik bir kırılma şeklinde tanımlanır. Erken tanı ve tedavi bu durumda hayati öneme sahiptir. Acil hedefler, kardiyak tamponadı önlemek, cerrahi müdahaleden kaçınmak ve eşlik eden mortaliteyi sınırlamaktır. Yönetim stratejileri, perforasyonun şiddeti, perikardiyal efüzyon varlığı, hastanın hemodinamik durumu, perforasyonun yeri, operatör becerileri, ekipmanın kullanılabilirliği ve merkezlerde uygulanan girişimsel uygulamalara bağlı olarak değişebilir. Son teknolojilerin gelişmesiyle, koroner perforasyon tedavisinde kullanılan cihazlar önceki tedavi modalitelerine göre daha etkili hale gelmiştir. Koroner arter perforasyonunun insidansı %0.3 ile %0.6 arasında bildirilmektedir. Bu durumun sıklığı işlemin kompleksliği ile paralellik gösterir. Risk faktörleri arasında ileri yaş, kadın cinsiyet, böbrek fonksiyon bozukluğu, kronik total oklüzyon, koroner arter kalsifikasyonu, tip-c lezyonlar, kıvrımlı damarlar, uzun lezyon, eksantrik lezyon, hidrofilik veya aşırı sert kılavuz tel kullanımı, aterektomi cihazı, yüksek balon/arter oranı yer almaktadır. Bu bölümde ayrıca bir olgu sunumu da yer almaktadır. 62 yaşındaki erkek hastanın acil servise tipik göğüs ağrısı şikayetiyle başvurduğu ve yapılan tetkikler sonucunda koroner arter rüptürü tanısı konulduğu belirtilmektedir.(AI)