Bu bölümde, hipertansiyonun önemine ve tuz alımının takibine değinilmektedir. Hipertansiyon, sistolik kan basıncının 140 mm Hg ve üzeri, diyastolik kan basıncının ise 90 mm Hg ve üzeri olması durumunda tanımlanır. Hipertansiyonun nedenleri genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıkar. Dünya genelinde yaklaşık olarak 1 milyardan fazla yetişkinin hipertansiyonu olduğu ve bu sayının 2025 yılına kadar %29'a çıkabileceği tahmin edilmektedir. Hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıkların ve ölümlerin bir risk faktörüdür. Tuz alımıyla kan basıncı arasındaki ilişki, her bireyde farklılık gösterebilir. Tuz duyarlılığı olan bireylerde, yüksek tuz alımıyla düşük tuz alımı arasındaki kan basıncı farkı %10'un üzerinde ise tuz duyarlı olarak kabul edilir. Yaşlılar, siyahiler ve metabolik sendrom ve obezite gibi durumları olan kişilerde tuz duyarlılığı artar. Vakada ise 53 yaşındaki erkek hastanın yeni başlayan hipertansiyon nedeniyle polikliniğe başvurduğu belirtilmektedir. Hastanın tuzlu beslendiği ve tuz alımının kısıtlanması önerildiği ifade edilmektedir. Üç ay sonra yapılan kontrollerde, tuz alımının azaldığı ve periferik lens opasitelerinin azaldığı görülmüştür. Bu durumda, periferik lens opasitelerinin tuz alımının takibinde kullanılabileceği düşünülmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :