Kardiyovasküler hastalıklar dünya genelinde en sık ölüm nedenlerinden biridir. Özellikle Avrupa'da, tüm ölümlerin yaklaşık %45'inden sorumludur ve erkeklerde %49, kadınlarda ise %40 oranında görülmektedir. Son yıllarda, koroner arter hastalıklarının tedavisindeki teknolojik gelişmeler ve stentlerin kullanımıyla birlikte perkütan koroner girişimler önemli bir yer tutmaktadır. Bu girişimlerde bifürkasyon lezyonları yaklaşık olarak tüm perkütan koroner girişimlerin %15-20'sinde görülmektedir. Ancak, girişimsel kardiyoloji ve bifürkasyon stent tekniklerindeki ilerlemelere rağmen, bifürkasyon koroner girişimlerin akut ve uzun dönem sonuçları hala tartışmalıdır. Konvansiyonel koroner anjiyografi, bifürkasyon lezyonlarında optimal sonuçlar veremeyebilir çünkü kompleks geometri, foreshortening ve overlap gibi kısıtlamalar nedeniyle tam bir değerlendirme yapmak zor olabilir. Bu nedenle, bifürkasyon koroner girişimlerde ek görüntüleme ve fizyolojik değerlendirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Fraksiyonel koroner akım rezervi (FFR), intravasküler ultrasonografi (IVUS) ve optik koherens tomografi (OCT) gibi yöntemler, bifürkasyon lezyonlarının değerlendirilmesi ve girişim sırasında başarı ve uzun dönem sonuçlar açısından kullanılan yöntemlerdir. Bu incelemeler, girişim öncesi, stent uygulamasından sonra, balon anjiyoplasti sonrası ve yan dal stentleme sonrası gibi durumlarda kullanılabilir.(AI)