Bu makalede, alerjik hastalıkların tanısında kullanılan bileşene bağlı testlerin önemi ve kullanımı ele alınmaktadır. Alerjik hastalıkların tanısında IgE ve sIgE gibi in vitro testlerin kullanılması, IgE'nin keşfiyle birlikte mümkün hale gelmiştir. Son yıllarda ise moleküler alerjideki gelişmeler sayesinde bileşene bağlı tanı testlerinin kullanımı artmıştır. Bu testler, saflaştırılmış doğal veya rekombinant bileşenler kullanılarak alerjik duyarlılığın moleküler düzeyde belirlenmesini sağlar. Tek bileşenin değerlendirildiği test yöntemleri arasında ImmunoCAP ve Immulite yöntemleri bulunurken, birden fazla bileşenin aynı anda değerlendirildiği yöntemler arasında ISAC 112, ALEX, Microtest ve EUROline yöntemleri sayılabilir. Multiplex testlerin avantajları arasında tek bir test ile birçok alerjen hakkında bilgi elde edilebilmesi, az miktarda kan örneğiyle çalışabilmesi ve çoklu duyarlılığı olan hastalarda gerçek duyarlanma ile çapraz duyarlanmayı ayırt edebilmesi yer alır. Ancak bu testlerin dezavantajları arasında sonuçların çok fazla olması nedeniyle yorumlama gerekliliği, yüksek maliyet ve düşük duyarlılık gibi faktörler bulunur. Makalede ayrıca pan-alerjenler olarak adlandırılan profilinler, polkalsinler, non-spesifik lipid transfer proteinleri (nsLTP) ve patogenezle ilişkili (PR-10) proteinler hakkında da bilgi verilmektedir. Bu proteinler, çeşitli bitki polenlerinde ve besinlerde bulunur ve çapraz duyarlılık reaksiyonlarına neden olabilir.(AI)
Atıf Sayısı :