Kanser, günümüzde evrensel bir halk sağlığı sorunudur. Sistemik sorunlara ek olarak, kanser hastalarının yaşam kalitesini bozan ağrılara neden olabilir. Kanser ağrısı, birincil hastalıktan kaynaklanabileceği gibi çeşitli tedavi yaklaşımlarının bir sonucu da olabilir.Ağrı, kanser hastalarının %25-45'inde erken dönemde ortaya çıkar ve uzun süreli vakaların %70'inde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkar. Kanser hastalarının yarısı, deneyimledikleri ağrıyı orta düzeyde veya şiddetli olarak tanımlarken, yaklaşık dörtte biri ağrıyı dayanılmaz olarak nitelendirir. Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kanser ağrısının giderilmesini bir kişisel hakkı olarak tanımlar ve bu ağrının ortadan kaldırılması gerektiğini belirtir.Çoğu kanser vakasında, ağrı, tümörün sinir izlerine, fasya ve periosteum gibi ağrılı yapıları istila etmesi sonucu, genel hastalık seyri sırasında ortaya çıkar. Kanser hastalarının dörtte birinde, ağrı tedavide kullanılan yaklaşımlara bağlı yan etkiler veya komplikasyonlar nedeniyle ortaya çıkar. Kanser cerrahisine bağlı olarak gelişebilen akut postoperatif ağrının yanı sıra, çeşitli cerrahi operasyonlarda yer alan kronik veya geri dönüşü olmayan komplikasyonlara bağlı olarak da ağrı ortaya çıkabilir; örneğin mastektomide interkostobrakiyal sinirin disseksiyonu nedeniyle oluşan ağrı ve ekstremite amputasyonlarına bağlı olarak ortaya çıkan fantom ağrısı. Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapötik ajanlar, ilacın damardan verilmesi sırasında kan damarlarından kaçması nedeniyle mukozit, miyalji, eklem ağrıları, kardiyomiyopati, pankreatit ve akut veya kısa süreli yan etkilere yol açabilir. Benzer şekilde, uzun vadede kemoterapi ilaçlarıyla ilişkili diğer yan etkiler de gözlenebilir, bunlar arasında periferik nöropati, aseptik kemik nekrozu ve postherpetik nevralji yer alır. Tedavi sırasında uygulanan radyoterapi, akut dönemde periferik nöropati, aseptik kemik nekrozu ve postherpetik nevralji gibi ağrılı durumların gelişmesine neden olabilirken, kronik dönemde osteonekroz, radyasyonla ilişkili fibroz, keratit, demiyelinizasyon, intestinal ülserasyon, perforasyon veya tıkanıklık ve miyelopatiler gibi durumları da tetikleyebilir.Kanser ağrısı, akut veya kronik formda nöropatik veya nöropatik olmayan olabilir ve hastalar tarafından aynı anda veya farklı zamanlarda algılanabilir. Nöropatik olmayan ağrı, sinir iletişiminin sağlam olduğu durumlarda görülürken, nöropatik ağrı genellikle farklı nedenlerle etkilenen sinir sistemi olan hastalarda ortaya çıkar.Sonuç olarak, kanser ağrısı, kanser hastalarının yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sorundur. Bu nedenle, kanser ağrısının etkili bir şekilde yönetilmesi ve hastaların yaşam kalitesinin artırılması büyük önem taşır.(AI)
Atıf Sayısı :