Discontinuation Of Tyrosine Kinase Inhibitors In Patients With Chronic Myeloid Leukemia: Where Are We Today?

Yayın Yılı: 2019
Sayfa Sayısı: 129-142
Kitap Dili : İngilizce

Kronik miyeloid lösemi (KML), BCR ve ABL1 genlerinin füzyonu sonucu oluşan bir miyeloproliferatif neoplazi türüdür. BCR-ABL1 füzyon proteininin tirozin kinaz (TK) aktivitesi vardır ve KML'nin gelişiminde önemli bir rol oynar. Tirozin kinaz inhibitörleri (TKI'lar) bu aktiviteyi özel olarak inhibe eder ve çoğu KML hastasında malign klonu etkili bir şekilde temizler. TKI'lar, KML hastalarının sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirmiştir. İmatinib, KML tedavisinde kullanılan ilk TKI'dır ve Uluslararası Rastgeleleştirilmiş İnterferon ve STI571 (IRIS) çalışmasının ilk yayınlanan verilerinden sonra onaylanmıştır. İkinci nesil TKI'lar olan nilotinib ve dasatinib, imatinibden daha etkili olup ileri hastalığa dönüşüm oranları daha düşüktür. Bu iki TKI, hız ve yanıt derinliği de dahil olmak üzere imatinibden üstün olduğu gösterilmiş ve bazı ülkelerde CML-CP'li hastaların ilk tedavisi olarak onaylanmıştır. Üçüncü nesil ilaç olan ponatinib'in de dahil edilmesiyle TKI'lar hastalığa karşı altın standart tedavi haline gelmiş ve allojenik hematopoetik kök hücre transplantasyonu (HSCT) tedavisi geri plana itilmiştir. TKI'ların uzun süreli kullanımı, hastaların yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Ayrıca, gerçek yaşam çalışmaları, hastaların TKI'lara uyum sorunları olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, ömür boyu TKI tedavisinin ekonomik etkisi oldukça önemlidir ve imatinibin jenerik formülasyonların tanıtılmasıyla fiyatının düşmesi beklenmesine rağmen, uzun süreli TKI tedavisi hem hastalar hem de sağlık sistemleri için büyük bir mali yük oluşturur. TKI'ların ömür boyu süren tedavi süresi, özellikle yıllarca ilaçlarını almaktan bıkmış olan hastalar için önemli bir kısıtlama olabilir. Ayrıca, birçok hastada sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi belirgin şekilde etkilenir. Bu yaygın yan etkiler, mali toksisite, doğurganlık ve gebelik endişeleri, uzun süreli uyum sorunları ve ilaç etkileşimleri göz önüne alındığında, araştırmacılar birkaç yıl önce TKI'ların kesilmesini düşünmeye başladılar. Yakın zamana kadar, önemli bir moleküler yanıt (MMR; BCR-ABL1 / kontrol geni uluslararası standartlaştırılmış [IS] oranı 0.1%) elde etmek, TKI tedavisinin devam etmesi için gereklilik olarak kabul ediliyordu.(AI)

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :