Bu makalede, geriatride kanserle birlikte ortaya çıkan anksiyete ve depresyon yönetimi ele alınmaktadır. Yaşlılık, kanser için önemli bir risk faktörüdür ve yeni kanser vakalarının yarısından fazlası 65 yaşın üzerinde görülmektedir. Yaşlılıkla birlikte gelen stigmatizasyon ve psikososyal bozulmalar, kanser teşhisiyle ilişkili olumsuz düşünceleri artırabilir ve tedaviye uyumda zorluklar yaşanabilir. Yaşlanma, moleküler, hücresel, psikolojik ve organik değişikliklere neden olur. Bu değişiklikler, tedavi planında düzenlemeler gerektiren biyolojik değişimlere yol açar. Fizyolojik değişiklikler, bilişsel ve fiziksel değişiklikleri beraberinde getirir ve kanser tedavisinde toksisite riskini artırır. Komorbid durumlar, yaşlı kanser hastalarının tedavi toleransını azaltır. Yaşlı kanser hastalarının tedavi kararı ve uyumu, önemli ilişkilerin sürdürülmesi, iş ve sosyal rolleri yerine getirmesi önemlidir. Bu nedenle, 70 yaş üzeri bireylerde kapsamlı bir geriatrik değerlendirme yapılması önemlidir. Kanser semptomları ve hastalığın ciddiyeti değerlendirilirken komorbid durumlar, hastanın zihinsel ve bilişsel durumu, duygudurum bozukluğu, sosyal destek durumu ve geriatrik sendrom varlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Komorbid sağlık problemlerinin yaşam süresine etkisi, kanser evresinden bağımsız olarak önemlidir. Yaşlı hastalar için zindelik, savunmasızlık ve kırılganlık kavramları tedavi değerlendirmesinde kullanılır. Zinde yaşlılar, standart tedaviyi tam doz alabilenleri temsil ederken, savunmasız olanlar risk faktörleri nedeniyle azaltılmış standart tedavi alır ve kırılgan olanlar ise geriatrik sendrom nedeniyle standart tedaviyi alamayan ancak yaşam kalitesini artırmak için destekleyici bir bakım gerektiren hastalardır.(AI)