Maksillofasiyal travma hastalarında enfeksiyon, tedavi sürecinde önemli bir faktördür. Geçmişte yapılan değişiklikler ve gelişmeler, enfeksiyon oranlarının düşmesine ve sonuçların iyileşmesine katkıda bulunmuştur. Örneğin, frontal sinüs travması için eskiden sinüsün çıkarılması önerilirken, şimdi sinüs mukozasının korunması önerilmektedir. Antibiyotik tedavisi süresi de maksillofasiyal kırıkların redüksiyonu ve rijit fiksasyonu sonrasında azalmıştır. Antibiyotik profilaksisi ve debridman için geliştirilen protokoller, yüksek enerjili yaralanmaların daha erken ve daha kapsamlı rekonstrüksiyonuna olanak sağlamıştır. Yüz yaralanmalarının enfeksiyon komplikasyonlarını azaltmak için hızlı tanı ve antibiyotik tedavisi kullanılmaktadır. Maksillofasiyal travmalı hastalardaki enfeksiyon alanlarıyla ilgili veriler sınırlı olsa da, açıklanan yeni trendler büyük çok merkezli çalışmalardan elde edilen verilerle desteklenmektedir. Cerrahi yaralar, kontaminasyon düzeyine göre sınıflandırılır ve maksillofasiyal travmada sıklıkla temiz kontamine, kontamine veya enfekte olarak sınıflandırılır. Yüzdeki kollateral kan dolaşımı zengin olduğu için kontamine kırıklar enfeksiyon olmadan tedavi edilebilir. Baş ve boyundaki travmatik yaraların sık görülen kontaminasyon kaynağı orofaringeal floradır. Baş ve yüz travmaları, tüm yaralanmaların önemli bir kısmını oluşturur ve operatif tedavi gerektirir. Postoperatif enfeksiyon riskini azaltmak, sonuçları iyileştirmede önemli bir hedeftir. Postoperatif baş ve boyun yara enfeksiyonları genellikle polimikrobiyaldir ve gram pozitif bakteriler en sık görülenlerdir.(AI)
Atıf Sayısı :