Ventilatör ilişkili pnömoni, mekanik ventilasyonun 48. saatinden sonra gelişen bir pnömoni türüdür. Bu durum, endotrakeal tüpün orofarinks ve trakeada meydana getirdiği bozulma sonucunda, oral veya gastrik sekresyonların alt hava yoluna ulaşmasıyla ortaya çıkar. Ventilatör ilişkili pnömoni, yoğun bakımda entübe hastalarda sık görülen ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Ayrıca, mekanik ventilasyon süresini, hastanede yatış süresini ve mortalite oranını artırır. Bu durumun tedavisi de yüksek maliyetli olup, her hasta başına 10.000 - 13.000 Amerikan doları ek maliyet oluşturur. Ventilatör ilişkili pnömoni görülme sıklığı %6 - 50 arasında değişmektedir. Risk faktörleri arasında hastanede uzun süre yatış, antibiyotik kullanımı, evde bakım hizmeti alma, düzenli diyalize girme ve immünsüpresyon gibi durumlar yer almaktadır. Bu durumun önlenmesi için el hijyeni, eldiven kullanımı, hastanın başının yüksek pozisyonda tutulması, subglotik sekresyonların aspirasyonu, ağız bakımı, erken enteral beslenme ve kapalı devre aspirasyon sistemlerinin kullanımı gibi önlemler alınabilir. Probiyotikler ise patojen olmayan mikroorganizmalar olarak tanımlanır ve hastanın sağlığına olumlu katkıda bulunabilir. İntestinal florada değişikliklere neden olan durumlar arasında opioid kullanımı, beslenme rejimi bozukluğu, stres ülser profilaksisi, vazoaktif ajanlar ve antibiyotik kullanımı yer alır. İntestinal floradaki değişiklikler, intestinal epitelin bariyer fonksiyonunda bozulmaya, nutrisyonal desteğin azalmasına, immün hücre maturasyonu ve aktivasyonunda bozulmaya ve patolojik mikroorganizmaların gelişimine neden olabilir. Bu nedenle, ventilatör ilişkili pnömoni tedavisinde probiyotiklerin kullanımı düşünülebilir.(AI)