Güneş ışığının antik çağ medeniyetlerinde hastalıkların tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir. UV ışığı ve D vitamini ise 19. yüzyıla kadar bilinmemekteydi. UV ışığının tedavide kullanılması, 1903 yılında Niels Ryberg Finsen'a Nobel ödülü kazandırmıştır. Fototerapi günümüzde birçok deri rahatsızlığının tedavisinde tercih edilen bir yöntemdir. UV ışığı kaynaklarına bağlı olarak UVC, UVB ve UVA olmak üzere üç gruba ayrılır. D vitamini ise kemik sağlığı üzerinde etkileri olan pluripotent bir hormondur. D vitamini, ağızdan alınması veya UVB ışınları aracılığıyla deride üretilmesiyle elde edilebilir. D vitamini, keratinositlerdeki enzimatik işlemler sonucunda aktif forma dönüşür. D vitamini serumda ölçülen formu 25-OH-D vitamini olarak bilinir. Cilt yüzeyinin minimum eritem dozunun %25'i kadar UV radyasyonuna maruz kalmak, 1000 IU D vitamini eşdeğeri üretmek için yeterlidir. D vitamini sentezini etkileyen faktörler arasında yaş, ten rengi, mevsim, hava durumu, enlem, rakım, günün saati, giyim, maruz kalan vücut yüzey alanı, tatil alışkanlıkları, güneş kremi kullanımı ve deri tipi yer alır. Keratinositlerde bulunan D vitamini reseptörü sayesinde keratinositler kendi 1,25OH₂D vitaminini üretebilir. Fototerapinin D vitamini seviyeleri üzerine etkisi birçok çalışmada araştırılmıştır.(AI)
Atıf Sayısı :