Obezite, genetik, çevresel, nöroendokrin ve psikososyal faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan kronik bir sağlık sorunudur. Obezite tedavisi, sadece diyet ve egzersiz yapmakla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda psikoterapi gibi psikolojik destekleri de içermektedir. Bu çalışmada, obezitenin psikolojik etiyolojisi ve tedavi yöntemleri üzerine yapılan araştırmalar incelenmiştir.Psikolojik faktörlerin obezite gelişiminde önemli bir rol oynadığı belirtilmektedir. Yemek yeme sorunları, psikolojik, sembolik ve fizyolojik anlamlara sahiptir. Açlık farkındalığı, bebeklik döneminde ebeveynlerle olan ilişkiyle yakından ilişkilidir. Obeziteye yol açan duygusal sorunların azalmasıyla kilo verme sürecinde önemli bir ilerleme kaydedilebilmektedir.Obezitenin psikolojik teorileri arasında, oral bağımlılık ihtiyaçlarına dayanan psikanalitik formülasyonlar ve erken anne-bebek etkileşimleri yer almaktadır. Bağlanma teorisi ise insanların ve memelilerin iç ve dış tehlikelerden korunmasını sağlayan bir bağlanma sistemine sahip olduğunu öne sürmektedir. Güvensiz bağlanma stilleri, obezitenin temelini oluştururken, güvenli bağlanma ise ihtiyaçları telafi etmek için yiyecek teklif edilen çocuklarda daha az görülmektedir.Aile yapılarının obezite gelişimi üzerinde önemli bir etkisi olduğu belirtilmektedir. Obezitenin ortaya çıkmasında erken bağlanma deneyimleri ve duygusal düzenleme gibi faktörlerin rol oynadığı görülmektedir.Sonuç olarak, obezitenin tedavisinde psikoterapi gibi psikolojik desteklerin önemli bir yeri vardır. Obeziteye multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir ve psikolojik faktörlerin de göz önünde bulundurulması önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :