Bu bölümde, defibrilatörlerin tanımı, özellikleri ve kullanımı hakkında bilgi verilmektedir. Defibrilatörler, kardiyopulmoner resüsitasyonun bir parçası olarak kullanılan cihazlardır. Erken defibrilasyon, kardiyak arrest durumlarında ventriküler fibrilasyon ve nabızsız ventriküler taşikardilerin sonlandırılmasında önemli bir tedavi yöntemidir. Defibrilatörlerin doğru zamanda, doğru şekilde ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için bu cihazların tanınması ve kullanımının öğrenilmesi gerekmektedir.Defibrilatörlerin tarihsel gelişimi incelendiğinde, ilk defibrilasyon denemelerinin 1899 yılında yapıldığı görülmektedir. Bu denemelerde elektrik şokuyla oluşturulan fibrilasyonun geri döndürülebileceği gösterilmiştir. Daha sonra, 1947 yılında internal defibrilasyon yöntemi kullanılmış ve 1958 yılında taşınabilir defibrilatörler üretilerek hastane dışında da kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise bifazik defibrilatörler klinik kullanımda yaygın olarak kullanılmaktadır.Defibrilasyonun mantığı, kalp kasının elektriksel bir iletim sistemiyle kontrol edildiği ve bu sistemin bozulması durumunda aritmilerin oluşabileceği temeline dayanmaktadır. Defibrilasyon, defibrilatör aracılığıyla kalbe belli bir elektriksel enerji uygulanarak, kalp kasının senkronize bir şekilde depolarize edilmesi ve mevcut aritminin sonlandırılması tedavisidir. Bu sayede normal sinüs ritminin tekrar devreye girmesi hedeflenmektedir.Sonuç olarak, defibrilatörlerin tanınması ve doğru kullanımı, kardiyopulmoner resüsitasyonun başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için önemlidir. Bu cihazların özellikleri ve kullanımı hakkında bilgi sahibi olmak, erken ve güvenli defibrilasyonun sağlanması ve sağ kalım üzerindeki etkilerinin artırılması açısından önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :