Cinsel şiddet, küresel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır ve şiddet suçları içinde en hızlı artış gösteren suç türüdür. Bu suça maruz kalanların çoğunluğunu kadınlar oluştururken, erkekler ve çocuklar da bu suça maruz kalabilmektedir. Cinsel şiddet, her kültürde ve toplumda görülebilmektedir. Yapılan çalışmalar, dünya genelinde beş kadından birinin yaşamı boyunca en az bir kez cinsel şiddete maruz kaldığını göstermektedir. Cinsel şiddet, sadece kişilerin rızası dışında gerçekleşen cinsel eylemlerle sınırlı değildir; cinsel taciz, zorlama, cinsel sömürü için kaçakçılık ve kadın sünneti gibi çeşitli davranışları içerebilir. Bu suça maruz kalanların çoğunluğunu kadınlar, faillerin çoğunluğunu ise erkekler oluşturur. Cinsel şiddet, mağdurlar üzerinde ciddi fiziksel ve ruhsal sağlık sorunlarına yol açar. Bu nedenle, mağdurların kapsamlı, cinsiyete duyarlı sağlık hizmetlerine ihtiyaçları vardır. Sağlık çalışanları, mağdurlara acil ve rehabilite sağlık hizmetlerinin yanı sıra sosyal ve hukuki yardım sağlamakta önemli bir rol oynamaktadır. Ancak maalesef çoğu cinsel şiddet vakası kayıtlara geçmemekte ve gizli kalmaktadır. Mağdurların suçu bildirmeme nedenleri arasında toplumdan olumsuz tepki alma, suçlanma korkusu, ispatlayamama endişesi ve tekrar saldırıya uğrama korkusu yer almaktadır. Yapılan çalışmalar, cinsel şiddetin yaygınlığını ortaya koymaktadır. Örneğin, acil servise başvuran kadınların yarısının daha önce bir cinsel saldırıya veya saldırı teşebbüsüne uğradığı belirtilmektedir. Ancak sonuçlar, farklı bölgeler ve toplumlarda yapılan çalışmalara göre değişiklik gösterebilmektedir.(AI)