Bu makalede, şok durumunun tanımı, patofizyolojisi ve klinik bulguları üzerinde durulmaktadır. Şok, sistemik doku perfüzyonunun bozulması sonucunda yeterli oksijenin sağlanamamasıyla karakterize edilen bir durumdur. Oksijenin dokulara ulaşması dolaşım sisteminin düzgün çalışmasıyla mümkün olur. Ancak bu denge bozulduğunda kompansatuvar mekanizmalar devreye girer. İlk olarak kardiyak debi artar, ancak tam bir kompansasyon sağlanamadığında dokularda oksijen miktarı azalır ve laktik asit üretimi artar. Bu durum hücrelerde enerji üretimini bozar ve hücre içinde çeşitli değişikliklere yol açar. Şokun klinik bulguları arasında taşikardi, hipotansiyon, takipne, hipoksi ve idrar çıkışının azalması gibi dolaşım bozukluğu belirtileri yer alır. Şokun neden olduğu etiyoloji genellikle açıktır, ancak bazı durumlarda hastalarda halsizlik, bilinç değişikliği veya uyku hali gibi belirtiler dışında başka bir bulgu olmayabilir. Bu nedenle, hastaların anamnezi detaylı bir şekilde alınmalı ve şokun olası nedenleri değerlendirilmelidir. Bu makale, şok durumunun tanınması ve hastalara yaklaşım konusunda sağlık çalışanlarına rehberlik etmektedir.(AI)
Atıf Sayısı :