Bu bölümde, çocuk ve ergenlerde deliryumun önemi ve yaklaşımı ele alınmaktadır. Deliryum, geçmişte fiziksel bir hastalığa eşlik eden bir nöropsikiyatrik birliktelik olarak kabul edilse de, son yıllarda yapılan çalışmalarla bu görüş değişmiştir. Deliryum, özellikle yoğun bakımdaki çocuk ve ergenlerde sık görülen ve ciddi bir klinik tablodur. Hastane yatışının uzaması ve altta yatan nedenlerden bağımsız olarak mortalite ve morbidite artışı ile ilişkilidir. Deliryumun erken tespiti ve uygun tedavinin başlanması, morbidite ve mortalite oranlarını düşürebilmektedir. Deliryum, altta yatan fiziksel bir hastalıktan kaynaklanabileceği gibi madde zehirlenmesi, sedatiflerin uzun süreli kullanımı veya doz aşımı gibi nedenlerle de ilişkili olabilir. Deliryumun belirtileri genellikle akut başlangıçlıdır ve dalgalanabilir. Çocuk ve ergenlerde deliryumun tipik özellikleri arasında bilinç ve farkındalıkta bozulma, dikkat eksikliği, uyku-uyanıklık döngüsünde anormallikler ve davranış değişiklikleri bulunmaktadır. Deliryumun gelişimiyle ilişkili olan çeşitli risk faktörleri vardır, bunlar arasında genç yaş, erkek cinsiyet, önceden var olan bilişsel bozukluklar ve duygusal problemler yer almaktadır. Deliryumun tespiti ve tedavisi için çocuğun başlangıçtaki işlevselliği ve önceki fiziksel hastalığın şiddeti dikkate alınmalıdır. Deliryumun altta yatan nedenlerinin erken tespiti ve uygun tedavi ile morbidite ve mortalite oranlarının düşürülmesi önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :