Arteriyel basınç monitörizasyonu, kararsız hastaların
yönetiminde hayati, gerçek zamanlı hemodinamik veriler sağlayarak modern kritik
bakımın temel taşıdır. Bu kitap bölümü, hem invaziv olmayan hem de invaziv
arteriyel basınç izleme tekniklerini kapsamlı bir şekilde gözden geçirmektedir.
Kan basıncının fizyolojik prensiplerini detaylandırır, şok durumlarında invaziv
olmayan yöntemlerin (palpasyon, sfigmomanometri, osilometri) sınırlamalarının
altını çizer ve kritik hastalarda doğru ve sürekli ölçüm için altın standart
yöntem olarak invaziv arteriyel kateterizasyonu temel alır. Bölüm, klinik
endikasyonları, kontrendikasyonları, tercih edilen anatomik bölgeleri (radial
artere odaklanarak) ve arteriyel kateter yerleştirme için ultrason kılavuzluğu
da dahil adım adım teknikleri kapsamlı bir şekilde inceler. Önemli bir kısım,
enfeksiyon, tromboz, iskemi ve nörolojik yaralanma gibi olası komplikasyonların
önlenmesine, tanınmasına ve yönetilmesine ayrılmıştır. Son olarak, invaziv bir
monitörizasyon sisteminin kurulması ve bakımının teknik yönlerini, arteriyel
dalga formu morfolojisinin yorumlanmasını ve yaygın teknik hatalardan kaçınmayı
kapsar. Nihai hedef, klinisyenleri bu temel izleme aracını güvenli ve etkili
bir şekilde uygulayabilmeleri için gerekli bilgiyle donatarak, yoğun bakım ve
acil servis ortamlarında hasta sonuçlarını optimize etmektir. Örneğin, septik şok tanısıyla yoğun bakıma kabul edilen 69
yaşındaki bir hastada, noninvaziv osilometrik yöntemle yapılan ölçümler
hipotansiyonu yetersiz yansıtıyor ve değişkenlik gösterebiliyordu. Hastaya sol
radial arterden ultrason kılavuzluğunda arteriyel kateter yerleştirildi.
İnvaziv monitörizasyon ile hastanın ortalama arter basıncının (OAB) sürekli
olarak 50 mmHg civarında olduğu ve daralmış nabız basıncına sahip olduğu tespit
edildi. Elde edilen gerçek zamanlı ve kesintisiz veriler, vazopressör (noradrenalin)
titrasyonunu ve sıvı resüsitasyonunu yönlendirdi. OAB›nin 65 mmHg hedefinin
üstünde tutulması sağlandı. Ayrıca arteriyel dalga formunun şekli,
hipovoleminin devam ettiğine dair ipucu vererek, sıvı yanıtının
değerlendirilmesine katkıda bulundu. Bu yaklaşım, organ perfüzyonunun optimize
edilmesine ve hastanın septik şok tablosundan stabil bir şekilde çıkmasına
olanak sağladı. Bu vaka, hemodinamik olarak unstabil hastalarda invaziv
arteriyel monitörizasyonun hayati rolünü ortaya koymaktadır.
Atıf Sayısı :