Herediter renal neoplaziler, tüm renal
hücreli karsinomların %5–8’ini oluşturur ve otozomal dominant geçiş gösterir.
Bu tümörler, Knudson’un çift vuruş hipotezi ile açıklanan germ hattı
mutasyonları sonucu gelişir ve bireyleri hem renal hem de ekstrarenal
neoplazilere yatkın hale getirir. En sık görülen sendromlar arasında Von
Hippel–Lindau (VHL), Birt–Hogg–Dubé (BHD), Herediter Leiomyomatozis ve Renal
Hücreli Karsinom (HLRCC), Herediter Papiller Renal Karsinom (HPRC), Tüberoz
Skleroz Kompleksi (TSC), Lynch, Cowden, Süksinat Dehidrojenaz Eksikliği (SDH)
ve BAP1 tümör yatkınlık sendromu bulunur. Patogenezde VHL, FH, FLCN, MET, TSC1/2,
PTEN, SDH, MLH1 ve BAP1 gibi tümör süpresör genlerin veya proto-onkogenlerin
mutasyonları rol oynar. Bu değişiklikler sonucunda HIF1-α, PI3K/AKT/mTOR ve
oksidatif fosforilasyon yolakları anormal şekilde aktive olur. VHL ve BHD sendromları genellikle
bilateral veya multifokal renal tümörlerle seyrederken, HLRCC ve SDH eksikliği
sendromları agresif klinik davranış gösterir ve erken cerrahi müdahale
gerektirir. Buna karşılık, VHL, HPRC ve BHD olgularında 3 cm altındaki
lezyonlar genellikle izlem altına alınır. Bu sendromların tanınması, genetik
danışmanlık, aile taraması ve erken tanı açısından kritik öneme sahiptir;
böylece renal ve sistemik tümörlere bağlı morbidite ve mortalite azaltılabilir.
Atıf Sayısı :