Yeme ve yutma, 30’dan fazla
sinir ve kasın istemli aktivitelerini içeren karmaşık davranışlar içermektedir.
Bunun sebebi özellikle ağız ve farinksin, yutma işlevi dışında çiğneme, tat
alma, konuşma ve solunum gibi diğer işlevlerin de gerçekleştirildiği bölgeler
olmasıdır. İki önemli özelliğe sahiptirler: gıdanın ağız boşluğundan mideye
geçişi ve hava yolunun korunması. Yutma süreci genel olarak bolusun konumuna
göre oral, faringeal ve özofageal aşamalara ayrılır. Gıdanın ağız boşluğunda ve
orofarenkse doğru hareketi katı gıda ve sıvı arasında farklılık göstermektedir.
Disfaji, ağız boşluğu, farinks, hipofarinks veya özofagusun çok çeşitli
işlevsel veya yapısal eksikliklerinden kaynaklanabilir. Disfaji, yaşlılık,
nörolojik hastalıklar, kafa travmaları, dejeneratif hastalıklar, sistemik
hastalıklar, otoimmün bozukluklar, enfeksiyonlar, cerrahi ve radyoterapi
uygulanması gibi pek çok sebeple ortaya çıkabilir. Aspirasyon, dehidrasyon,
malnutrasyon, kilo kaybı ve pnömoniye yol açarak ciddi bir mortalite ve morbidite
neden olur. Yutma bozukluğunun tanısının konulmasından sonra multidisipliner
bir ekiple rehabilitasyon planı oluşturulur. Rehabilitasyon yaklaşımlarını
kompansatuar ve rehabilite edici yaklaşımlar olarak sınıflandırılabilir.
Kompansatuar yöntemler yutma fizyolojisini doğrudan değiştirmeden güvenli
yutmayı sağlamayı amaçlayan yöntemlerken, rehabilitatif yutma tedavisi,
yutmanın nöromüsküler kontrolünde uzun vadeli iyileşme sağlamayı amaçlayan,
genellikle nöromüsküler rehabilitasyonun genel ilkelerini takip eden egzersiz
ve tekniklerlerdir. Pelvik taban, pelvik boşluğun tamamını kaplayan karmaşık
fonksiyonel bir yapıdır. Bu yapının önemli bir parçası olan pelvik taban
kasları, fasyaları birlikte üretra, vajina ve rektuma destek sağlar ve üretral,
vajinal ve anal açıklıkları daraltır. Ayrıca pelvik taban kasları, karın ve
sırt kasları ile sinerjik olarak çalışarak omurgayı destekler ve lumbopelvik
stabiliteyi korur. Pelvik tabanın hem anatomik hem de işlevsel bütünlüğü, idrar
ve gaitanın depolanması, boşaltılması, pelvik organlara destek sağlanması ve
seksüel fonksiyonda önemli rol oynar. Pelvik taban rehabilitasyonu kolorektal
kanser cerrahisi sonrası, fonksiyonel defekasyon bozuklukları ve anal
inkontinans gibi sık görülen klinik durumların tedavisinde güvenilir bir tedavi
olarak önerilmektedir. Rehabilitasyonun hedefi; abdominopelvik koordinasyonu
sağlamak, sfinkterik motor kontrolü iyileştirmek ve gerekirse rektal duyusal
fonksiyonu geri kazandırmaktır. Rehabilitasyon sürecinde hastanın klinik
durumuna göre pelvik taban kuvvetlendirme egzersizleri, elektrik stimülasyonu
ve biofofeedback ile kombine edilerek uygulanabilir. Dikkatli bir tanı süreci
ve doğru hasta seçimi rehabilitasyonun başarısı için önemlidir. Hastanın
bilişsel ve psikolojik değerlendirmesi yapılmalı, rehabilitasyona katılım isteği
mutlaka sorgulanmalıdır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :