Safra kesesi; karaciğerde
salgılanan safranın depolandığı veziküler bir yapıdır ve safra yolları ile
karaciğer, duodenum ve pankreas arasında bağlantı sağlanır. Çoğunlukla sindirim
sisteminde görevli olan biliyer sistemin kanserleri, gastrointestinal maligniteler
arasında altıncı sırada yer alır. Biliyer maligniteler oldukça nadirdir ancak
hızlı ve sessiz progresyon gösterir. Safra kesesi malignitelerinde en önemli
risk faktörü safra taşı olup büyüklüğü 3cm’den büyük taşların riski arttırdığı
görülmüştür. Kadınlarda daha sıktır, ileri yaş ve obezite de risk faktörleri
arasında yer alır. Safra yolu malignitelerinde (CCA) ise en önemli risk faktörü
karaciğer parazitleri (Opisthorchis viverrini, Clonorchis sinensis)
olarak gözlemlenmiştir. Ayrıca CCA’nın sporadik olarak da ortaya çıkabileceği
bilinmektedir. Safra kesesinden farklı olarak CCA erkeklerde daha sık
görülmektedir. Tümörlerin
saptanması için ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik
rezonans (MR) gibi tanısal görüntülemelerin uygun hastalarda etkili bir şekilde
kullanılması önemlidir. Evrelemede TNM sistemi kullanılır. Çoğunlukla ileri
evrede tespit edilen biliyer sistem kanserinin sadece cerrahi tedavi ile kür
oranı oldukça düşüktür. Mevcut kanser tedavisinde kür için; kemoterapi,
radyoterapi, immünoterapi ve monoklonal antikor biyolojik ajanlarda
kullanılabilmektedir. Son yıllarda tedaviye yönelik çalışmalar artmıştır. Daha
başarılı sonuçlar için güncel tedavilere ek olarak moleküler gen haritalaması
yapılmasına ve hedefe yönelik biyolojik ajan ve immunoterapi içeren multimodal
tedavilere ihtiyaç vardır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :