Portal Hipertansiyon Ve Varis Kanaması

Yayın Yılı: 2025
Sayfa Sayısı: 1485-1498
Kitap Dili : Türkçe

Anahtar Kelimeler


Portal hipertansiyon, kronik karaciğer hastalığı olan hastalarda önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Portal hipertansiyon, portal venöz basıncın artışı ile karakterize olan ve sıklıkla ciddi komplikasyonlarla seyreden bir klinik durumdur. Asit, hepatik ensefalopati, özofagus ve gastrik varisler ile bu varislerin kanaması gibi sonuçlar, hastalığın temel komplikasyonları arasında yer alır. Normal portal ven basıncı 1-5 mmHg arasında değişmektedir. Her ne kadar portal ven basıncının 5 mmHg’nin üzerine çıkması artmış portal basıncı olarak kabul edilse de, klinik komplikasyonlar genellikle portal basıncın 10 mmHg’nin üzerine çıkmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu eşik değer, özellikle varis oluşumu ve kanama gibi ciddi komplikasyonların gelişimi açısından kritik bir öneme sahiptir. Portal basınç arttıkça komplikasyonların şiddeti de artmaktadır. Portal venöz basınç, hepatik venlerin kateterizasyonu ile doğrudan ölçülebilir. Bu işlem sırasında, Hepatik Venöz Basınç Gradiyenti (HVPG) hesaplanarak portal hipertansiyonun derecesi objektif olarak değerlendirilir. HVPG, portal basınç ile santral venöz basınç arasındaki farkı ifade eder ve hem tanı hem de tedaviye yanıtın izlenmesinde önemli bir parametredir. İnvaziv bir yöntem olması ve her merkezde uygulanamaması gibi kısıtlamalar nedeniyle, portal venöz basıncın değerlendirilmesi için elastografi, bilgisayarlı tomografi ve doppler ultrasonografi gibi non-invaziv alternatif yöntemler üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Teknolojik gelişmelere rağmen henüz HVPG ölçümünün yerini tutabilecek görüntüleme yöntemi bulunamamıştır. Portal hipertansiyonun patofizyolojisi, bir dizi kompleks ve multifaktöriyel mekanizmayı içermektedir. Bu nedenle, hedefe yönelik yeni tedavi ajanlarının geliştirilmesi halen araştırma aşamasındadır. Ciddi komplikasyonların başlıca nedeni varisler ve bu varislerden kaynaklanan kanamalar olduğundan, tedavi yaklaşımlarının odak noktası genellikle varislerin önlenmesi ve kanamanın kontrolü üzerine yoğunlaşmaktadır. Tedavi hastalığın evresine göre olmaktadır. Varis gelişmemiş hastalarda varis oluşumunun önlenmesi hedeflenirken, varis mevcut olan hastalarda kanama riskinin değerlendirilmesi esastır. Kanama riski yüksek olan hastalarda, tedavi seçenekleri arasında non-selektif beta blokerlerin kullanımı veya endoskopik bant ligasyonu yer almaktadır. Profilakside kullanılan temel ilaçlar non selektif beta blokerlerdir. Bu ilaçları tolere edemeyen ve bu ilaçlara karşı yan etki geliştiren hastalarda endoskopik bant ligasyonu da etkinliği gösterilmiş bir diğer tedavi yöntemidir. Hastaların bir kısmı akut varis kanaması olarak prezente olabilmektedir. Bu durumlarda sıvı replasmanı, kan transfüzyonu gibi genel medikal tedaviler uygulanmalıdır. Portal basıncı azaltmak bu tür durumlarda hayat kurtarıcı olabilmektedir. Bu hastalarda, endoskopik değerlendirmeden önce bile vazokonstriktör ilaçların başlanması önerilmektedir. Bu yaklaşım, kanama kontrolünü sağlamada ve mortaliteyi azaltmada önemli bir rol oynar. Somatostatin ve analogları, vazopressin analogları bu amaçla kullanılan ilaçlardır. Medikal tedaviye yanıt alınamayan durumlarda Transjuguler İntrehepatik Portosistemik Şant (TIPS) gibi girişimsel yöntemler erken dönemde yapılabilmektedir. Tüm bu tedavi yaklaşımlarına rağmen yanıt alınamayan hastalarda cerrahi tedaviler (şant) veya karaciğer transplantasyonu düşünülmelidir.

Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.

Atıf Sayısı :