Karaciğerin Histolojisi, Anatomisi, Embriyolojisi Ve Gelişimsel Anomalileri
Anahtar Kelimeler
Karaciğer, insan vücudunun en büyük parankimal organı olup,
batnın sağ üst kadranında diyafragmanın hemen altında yer almaktadır.
Diyafragmatik ve visseral yüzeyleri tanımlanmış olup, bu yüzeylerde periton ile
kaplı olan ve olmayan kısımlar mevcuttur. Visseral yüzeyde, komşuluk gösterdiği
batın içi organlara ait izler bulunur. Karaciğerin batın içindeki pozisyonunu
sabit tutabilmek için gereken en önemli faktörlerden biri olan ligamentler,
karaciğer ile; diyafram, batın ön duvarı ve bazı batın içi organlar arasında
bulunmaktadır. Karaciğer, her biri farklı görevler üstlenen çok sayıda hücrenin
bir araya gelmesi ile oluşur. Ana fonksiyonel hücreler olan hepatositler ile
kolanjiyositler, stellat hücreleri ve Kupffer hücreleri bu hücrelerden
bazılarıdır. Karaciğerin histolojik yapısını daha iyi anlamak için, kanın ve
safranın akış yönüne ve karaciğer parankiminin kan perfüzyonuna göre üç yapısal
ve fonksiyonel ünite tanımlanmıştır. Bunlar; hepatik lobül, portal lobül ve
hepatik asinüstür. Karaciğer, embriyoda ilk gelişen organlardan biridir.
Embriyolojik gelişimin 3-4. haftasında, ön bağırsağın ventral endoderminden
hepatik divertikül olarak ortaya çıkar. İntrauterin yaşamın 6. haftasında,
hepatositler arasında hematopoetik kök hücre adacıklarının oluşumuyla birlikte,
karaciğerin temel işlevi hematopoez haline gelir. Ancak intrauterin dönemin 7.
ayından itibaren bu fonksiyonda belirgin bir azalma gözlenir ve hematopoez
doğumda minimal düzeye iner. Karaciğer gelişimi doğum sonrası devam etmekle
birlikte yaklaşık 1 yaş civarında yetişkin fonksiyonlarına ulaşmaktadır.
Çeşitli vasküler varyasyonları sık izlenmesine rağmen, konjenital anomalileri
nadir görülmektedir.
Atıf Sayısı :