Fekal inkontinans, her iki cinsiyeti de genellikle benzer
oranlarda etkileyen, ileri yaşlarda ve huzurevi sakinlerinde yaygın olan ve
hayat kalitesini bozan bir sağlık problemidir. Prevalansı kullanılan tanı
kriterlerine göre değişse de genel olarak %18-33 arasındadır ve bakımevlerinde
oran %50-70’e kadar çıkmaktadır. Hastalar genelde utanma duyusu nedeni ile
yeterince ifade etmese de aktif olarak taranmalıdır. Etyopatogenezde anal
sfinkter zayıflığı, rektal his ve uyumda azalma ve fekal tıkaç nedeni ile taşma
ishali suçlanmakta, nedeni saptanamayanlar ise idiyopatik olarak
sınıflandırılmaktadır. Fekal inkontinansın tanımı ve şiddet değerlendirme
ölçütleri tedavi yanıtını belirlemede dikkate alınmalıdır. Fekal inkontinans
tanısı dikkatli bir öykü ve fizik muayene ile ek test gerekmeden konulabilir.
Altta yatan patoloji genellikle çok faktörlü olduğundan birinci basamak
tedaviye yanıt vermeyen hastalarda anorektal manometre, endoanal
ultrasonografi, defekografi, balon atma testi ve altta yatan nöropati açısından
trans-lumbosakral anorektal manyetik stimülasyon gibi birden fazla tanı testi
gerekebilir. Tedaviye öncelikle diyet, kilo kaybı, yaşam tarzı değişiklikleri
(tuvalet rutini/bağırsak eğitimi), dışkı kıvamını düzenleyen ve/veya ishal
önleyici ilaçlar, pelvik taban kası egzersizleri, dışkı emici ürünler ve anüs
çevresindeki cilt tahrişini tedavi etmek için cilt bakım ürünleri gibi birinci
basamak tedaviler ile başlanmalıdır.Ayrıca Biofeedback tedavisi uygulanabilir.
İkinci basamak tedavi seçenekleri hala deneysel aşamada olup genelde düşük
kanıt düzeyi ölçütündedir ve hasta bazlı yapılmalıdır. Perkütan posterior
tibial sinir stimülasyonu, transanal irrigasyon ve anal tıkaçlar cerrahi dışı
tedavilerdendir. Sakral nöromodulasyon, dolgu enjeksiyonu, sfinkteroplasti ve
stoma fekal inkontinans için etkili olabilir, ancak henüz optimal seçeneği
tanımlamamıştır. Translumbosakral nöromodülasyon tedavisi, fekal inkontinans
için umut verici yeni tedavi yöntemleridir.
Atıf Sayısı :