Anemi, günümüzde önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Anemi, hemoglobin seviyesinin normalin altında olmasıyla tanımlanır. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık %24,8'i anemiktir. Gebelerin ise %41,8'i anemik olarak tespit edilmiştir. Aneminin sebepleri arasında demir eksikliği, vitamin eksiklikleri, kronik hastalıklar, parazitik enfeksiyonlar ve kalıtsal patolojiler bulunmaktadır.Anemi, etyolojik mekanizmaya, kırmızı kan hücrelerinin morfolojisine veya kalıtsal olup olmamasına göre sınıflandırılabilir. MCV'ye göre sınıflandırmada mikrositer anemi, demir eksikliği anemisi, talasemi, kronik hastalık anemisi gibi sebeplerle ortaya çıkabilir. Normositer anemi, demir eksikliğinin erken dönemi, akut kanamaya bağlı anemi, böbrek yetmezliği gibi sebeplerle ilişkilendirilebilir. Makrositer anemi ise folik asit eksikliği, B12 eksikliği, kronik alkol kullanımı gibi durumlarla ilişkilendirilebilir.Gebelikte anemi, maternal kan volümündeki artış ve fetal demir ihtiyacıyla birlikte değişiklik gösterir. Gebelikte hemoglobin ve hematokrit konsantrasyonları düşük olabilir. Gebelikte anemi tanısı için kabul gören sınır değerler, birinci ve üçüncü trimester için 11 g/dL'nin altında, ikinci trimester için ise 10,5 g/dL'nin altında olmasıdır.Demir eksikliği anemisi, demir depolarının azalmasından başlayarak demir eksikliği spektrumunda ilerleyen bir durumdur. Demir eksikliği, demir depolarının azalması, transport edilen demir düzeyi ve fonksiyonel demir düzeyi etkileyebilir. Demir eksikliği anemisi ise bu spektrumun en ileri noktasıdır.Sonuç olarak, anemi önemli bir sağlık sorunudur ve farklı sebeplerle ortaya çıkabilir. Gebelikte anemi tanısı için belirlenen sınır değerler vardır ve demir eksikliği anemisi de bu durumun en yaygın sebeplerinden biridir.(AI)