Biyoarkeolojik çalışmalarda ve adli vakalarda, bireysel
ya da toplumsal bazda kimliklendirme yapılırken kullanılan materyaller iskelet
kalıntıları ve dişlerdir. Uygun ortam ve koşullar söz konusu olduğunda
canlılara ait iskelet kalıntıları ve dişler çok uzun süre bozulmadan yapılarını
koruyarak günümüze kadar ulaşabilmektedir. Ancak bazı koşullarda iskelet
kalıntıları doğal yapılarını kaybetmektedir. İskeletin temeli olan kemiklerin
bütünlüğünün korunamadığı bu durumlarda sağlam yapılarından kaynaklı iyi korunmuş
olan dişler tercih edilmektedir. Eski dönem toplumlarının biyolojik, kültürel
ve çevresel yapılarına ışık tutan dişler dental antropolojik çalışmaların
esasını oluşturmaktadır. Dişlerin yapılarında, biçimlerinde ve boyutlarında
meydana gelen değişimler; zaman içerisinde bireylerin ağız ve diş
sağlıklarında, yaşam biçimlerinde, beslenme şekillerinde ve biyokültürel
akrabalık ilişkilerinde meydana gelen değişimleri yansıtmaktadır. Bu kapsamda
gerçekleştirilen dental antropolojik çalışmalarla; cinsiyet/yaş gibi demografik
bilgiler ile beslenme şekilleri, diş ve çene hastalıkları, bireylerin
yaşadıkları dönem ve sosyal yapılarına ilişkin bilgilere ulaşılmaktadır. Ayrıca
dişler türler ya da topluluklar arasındaki biyolojik yakınlık/uzaklık
derecesinin saptanması, evrim tarihi ve uyum konularında da önemli bir yere
sahiptir. Günümüzde dental antropoloji alanındaki klasik yöntemler eser element
analizleri, kimyasal izotop çalışmaları ve DNA analizleriyle de
desteklenmektedir. Dental antropoloji
çalışmaları kapsamında sıralanan
tüm bu araştırmalarda, fosil ve yaşayan insan dışı primatlar, fosil homininler,
arkeolojik kazılarla elde edilmiş iskelet kalıntıları ve modern insan
toplulukları örneklem olarak kullanılmaktadır. İlerleyen teknolojiye bağlı
olarak, dental antropolojik nicel analiz ve görselleştirme yöntemlerinde
geliştirilen yeni teknikler, eski araştırma konularının çok daha iyi araçlarla
sürdürülmesine imkân sağlamaktadır. Bu süreç dental antropoloji alanında
gerçekleştirilecek yeni araştırma yöntem ve tekniklerine de kapı aralamaktadır.
İlerleyen yıllarda yeni örneklem ve teknikler ile alanında uzman
araştırmacıların dental antropolojiyi daha ileriye taşıyacağı kuşkusuzdur.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :