Timoma ve timik karsinom, timüs
epitel tümörleri arasında nadir görülen ancak uzun vadede ciddi takip
gerektiren malignitelerdir. Timoma daha az agresif seyrederken, timik karsinom
daha kötü prognoza sahip ve nüks riski yüksek bir tümördür. Tedavi sonrası
takip, hastalığın nüksünü erken tespit etmek ve otoimmün komplikasyonları
yönetmek açısından kritik öneme sahiptir. Standart takip protokolü, intravenöz
kontrastlı bilgisayarlı tomografi (BT) ile düzenli görüntüleme yapılmasını
içerir. Evre I timoma ve timik karsinom vakalarında ilk iki yıl boyunca 6 ayda
bir, sonrasında timoma için 10 yıl, timik karsinom için 5 yıl yıllık BT ile
takip önerilir. Daha ileri evre vakalarda bu sıklık, ilk iki yıl boyunca 3-6
ayda bir kontrastlı BT olacak şekilde artırılmalıdır. Nüksler genellikle
cerrahiden sonraki ilk 3 ila 7 yıl içinde görülür ve tam cerrahi çıkarım
sağkalımı olumlu etkiler. Rezeke edilemeyen nükslerde kemoterapi ve radyoterapi
seçenekleri değerlendirilmelidir. Takip sürecinde sekonder malignite gelişme riski
de artmıştır ve timoma hastalarında lenfoma, gastrointestinal kanserler ve
yumuşak doku sarkomlarının daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Takip protokolü
yalnızca nükslerin değil, bu kanserlerin erken teşhisini de içermelidir.
Ayrıca, otoimmün komplikasyonlar açısından özellikle miyastenia gravis takibi
önemlidir ve anti-asetilkolin reseptör antikorlarının düzenli izlenmesi
önerilmektedir. Ameliyat sonrası miyastenia gravis gelişimi, asemptomatik
hastalarda bile ortaya çıkabilir ve bu durum takip protokollerine dahil
edilmelidir. Takip sürecinde geç toksisite ve tedaviye bağlı komplikasyonlar da
izlenmeli, hastaların uzun vadede düzenli aralıklarla değerlendirilmesi
sağlanmalıdır. Nükslerin geç dönemlerde de görülebilmesi nedeniyle takip süreci
en az 10-15 yıl sürdürülmeli ve bu süreçte moleküler hedefe yönelik tedavilerle
kişiselleştirilmiş izleme protokolleri geliştirilmelidir.
Atıf Sayısı :