Yunanca “bios” sözcüğünden türeyen ‘Biyokimya’ kavramı canlı kimyası anlamına gelmektedir. Canlı organizmaların yapısında yer alan maddelerin organizmadaki fonksiyonlarını kimyasal olarak açıklar. Biyokimya günümüzde tıp, veteriner, diş hekimliği, eczacılık, ziraat, gıda, vb. pekçok bilim dalının çalışma alanı içerisine girmiş oldukça geniş bir çalışma alanına sahiptir. Canlı organizmaların dikkate değer ilk özelliği yüksek oranda enerjiye ihtiyaç duymaları ve enerjiyi uygun formalara dönüştürdükten sonra, ihtiyaçlarını karşılamak için kullanabilmeleridir. Canlı organizmaların en önemli bileşeni ‘Su’ olarak tanımlanır ve canlı hücrelerinin majör bileşenidir. Canlılığın devam etmesi için gerçekleşen bütün biyokimyasal olaylar sulu ortamlarda yürümektedir. Su, birçok madde için çok iyi bir çözücüdür. Canlıların yaşamsal faaliyetleri için oldukça önemli olan suyun herhangi bir rengi, kokusu veya tadı yoktur. İnsan vücudunun yaklaşık olarak %70 kadarı sudur. Bu su miktarı vücudun her tarafına belli oranda dağılmış olarak bulunur. Bazı doku ve organlarda dağılım azken, bazılarında oldukça yüksektir. Su; metabolizma sonucu atıkların vücuttan uzaklaştırılmasını sağlama; kan hacmini düzenleme, besinlerin sindirilmesine yardımcı olma, ısı regülasyonunu sağlama, enerji düzenleyicisi olarak görev yapma gibi metabolizma için oldukça önemli görevlere sahiptir. Organizmalardaki su dengesi, herhangi bir sebepten dolayı bozulduğunda çeşitli problemler ortaya çıkar. Genel olarak su, bütün canlılar açısından değerlendirildiğinde, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için vazgeçilmez en temel maddedir. Suyun yeterli miktarlarda alınmaması ya da az alınması ölüme kadar gidebilen çok ciddi problemlere yol açabilir.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :