Kalsiyum (Ca) minerali, nöromüsküler ve sinyal yolaklarının
düzenlenmesi, kemik gelişimi, büyümesi ve bakımı ile hücre iskeletinin
stabilitesi için gereklidir. Birçok önemli işlevi olan kalsiyumun plazma
düzeyini normal aralıklarda tutmak önemlidir. Plazma kalsiyum düzeylerinin
kontrolü, bağırsaktan emilim, renal tübüllerden emilim ve gerektiğinde kemik
depolarından dengelemenin birleşimiyle sağlanır. Bazı hastalıklar durumunda bu
denge bozulur ve hipokalsemi veya hiperkalsemi meydana gelebilir.
Hipokalseminin başlıca semptomları arasında kas seyirmeleri ve spazmları,
karpopedal spazm, huzursuzluk, fokal veya jeneralize nöbetler, kişilik
bozuklukları, ekstrapiramidal bulgular, apne, stridor, bronkospazm,
laringospazm, kilo alamama, beslenme güçlüğü, kuru cilt, kırılgan tırnaklar,
atopik egzema, diş çürüğü, karın ağrısı, kusma, kabızlık ve biliyer kolik alır.
Hiperkalsemisi olan hastalarda böbrek tutulumuna bağlı poliüri, polidipsi,
nefrolitiyazis, nefrokalsinoz, distal renal tübüler asidoz, nefrojenik
diyabetes insipidus, akut ve kronik böbrek yetmezliği görülebilir.
Gastrointestinal sistemde anoreksi, bulantı, kusma, kabızlık, pankreatit ve
peptik ülser görülürken, kas iskelet sisteminde kas güçsüzlüğü, kemik ağrısı,
osteopeni/osteoporoz görülebilir. Depresyon, tükenmişlik sendromu,
konsantrasyon bozukluğu, bilinç bulanıklığı, konfüzyon ve koma gibi nörokognitif
değişiklikler izlenebilir. Hiperkalseminin en ciddi bulgusu ise bradikardi ve
QT aralığının kısalması sonucu meydana gelen kardiyak arresttir. Bu bölümde
kalsiyumun, profilaksi gerektiren durumları, diyetteki kalsiyum içeren
ürünleri, hipokalsemi/hiperkalsemi etiyolojisi, klinik durumu ve tedavisi
anlatılacaktır.
Atıf Sayısı :