Dinini Değiştireni Öldürün Rivayeti Üzerine Bir Değerlendirme
Anahtar Kelimeler
İslâm sadece Allah ile kul arasındaki ilişkileri
düzenlemekle kalmamış, insanlar arasındaki ilişkileri de düzenlemiştir.
Kur’ân’da cinayet, hırsızlık, zina ve iftira suçunu işleyenlere dünyevî ceza
öngörülmüş, fakat mürtede uygulanacak dünyevî bir cezadan söz edilmemiştir.
Klasik dönem müctehidlerin çoğu “Dinini değiştireni öldürün” hadisine dayanarak
sırf din değiştiren birinin öldürüleceğine hükmetmişlerdir. Bu çalışmanın amacı
“Dinini değiştireni öldürün” hadisine dayanarak yapılan yanlış ictihadların
yeniden gözden geçirilmesine katkı sağlamak, Resûlüllah’ın inanç, düşünce ve
ifade özgürlüğü konusundaki sahîh sünnetini ortaya koymaktır. Kur’ân ve
sünnetteki veriler ışığında irtidat meselesi tahkik edildiğinde kendi hâlinde yaşamaya
devam eden bir mürtede ölüm cezasının verilemeyeceği görülür. Sahîh sünnete göre
“ölüm cezasını gerektiren irtidat” bireysel anlamda din değiştirenlere verilen
bir ceza değil, siyasî, ideolojik veya ekonomik saikle düşman safına geçen ve
Müslümanlara karşı savaşan mürtedlere verilen bir cezadır. Zira İslâm’da inanç
özgürlüğü vardır; insanlar istedikleri zaman dine girebilir, istedikleri zaman
da dinden çıkabilir. Ortada herhangi bir suç yokken salt din değiştiren birine
ölüm cezası verilemez. Çünkü Yüce Allah; “Dinde zorlama yoktur” ve “Dileyen
iman etsin dileyen inkâr etsin” buyurmakta, inanıp inanmamayı insanların özgür
iradesine bırakmaktadır. Bu bakımdan İslâm’ı Müslüman olmak isteyene kapıları
açan, ama çıkmak istediklerinde ölüm cezasıyla tehdit eden bir din olarak
tanıtmak yanlıştır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :