Kronik Total Oklüzyon Girişimlerinde Kollateral Seçimi
Anahtar Kelimeler
Kronik total oklüzyon (KTO), nativ koroner arterlerde, 3
aydan daha uzun süredir devam eden tam tıkanıklık olarak tanımlanır. KTO’ların perkütan
revaskülarizasyonu, tedaviye dirençli anjina veya okluzyonlu damar bölgesinde geniş bir iskemi alanı olan
hastalarda düşünülmelidir. Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin öneri sınıfı IIa olup, kanıt
seviyesi B’dir. Perkutan koroner girişimde (PKG) retrograd yaklaşım antegrad yaklaşıma önemli bir
tamamlayıcıdır. Retrograd yaklaşımda hangi kollateralin kullanılacağı ile ilgili alıcı arterin
kollateral dolumunun derecelendirildiği Rentrop sınıflaması ve kollateral kanalların boyutunun
değerlendirildiği Werner sınıflaması kullanılmaktadır. Retrograd KTO PKG için birincil endikasyonlar şunlardır:
proksimal kap belirsizliği, etkilenmiş distal damar, bifurkasyon bölgesinde distal kap, ostiyal oklüzyon,
koroner arter anomalisi ve ağır kalsifikasyondur. Kollateraller genel olarak iki tipe
ayrılır: septal ve epikardiyal. Bu kollateraller ayrıca ipsilateral ve kontralateral olmak üzere iki gruba da
ayrılabilir. Retrograd girişimlerde kullanılan by-pass greftleri gerçek kollateral olarak kabul
edilmez. Septal kollateraller genellikle düz bir seyir izlerken, epikardiyal kollateraller daha kıvrımlı
bir seyir gösterir. Perkütan girişimlerde öncelikle septal kollateraller tercih edilir. Çünkü
intramiyokardiyal seyretmeleri ve ciddi komplikasyon riskini azaltmaları nedeniyle tercih edilirler.
Septal kollaterallerin belirgin olmadığı durumlarda ise epikardiyal kollateraller tercih edilebilir.
Ancak, tüm epikardiyal kollateraller aynı özelliklere sahip değildir. Özellikle ipsilateral
epikardiyal kollaterallerin yüksek perforasyon riski nedeniyle kullanılmaması önerilir.
Atıf Sayısı :