Suprarenal
aortta ateroskleroza bağlı lokal obstrüksiyonlara nadiren rastlanılmakta olup,
genellikle vaka raporları şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Coral Reef Aorta,
aortun suprarenal segmentinde, lümene doğru uzanım gösteren, tıkayıcı, kaya
sertliğinde, yoğun kalsifiye-aterosklerotik, polipoid lezyonlar olarak
tanımlanmaktadır. Lezyonlar, genellikle aortun posterior duvarına lokalize
olmaya meyilli olup, tanı için abdominal aortun hem anteroposterior hem de
lateral projeksiyonlarda incelendiği tam bir aortografi gereklidir. Etiyoloji
ve patogenez halen belirsizliğini korumakla beraber, plak rüptürü sonucu
gelişen fibrin-trombosit trombüsünün kalsifikasyonunun bu lezyona yol
açabileceği öne sürülmüştür. Olası diğer hipotezler, eski diseksiyonların
kalsifikasyonu ve aşırı ektopik kalsifikasyona yol açan düzenleyici
moleküllerdeki kusurlardır. Literatürde bildirilen vakaların ortalama yaşı 59
civarında olup, diğer tıkayıcı arter hastalıklarından 1-2 dekat daha erken
görülmektedir. Yoğun sigara tüketimi, bu hasta grubunda göze çarpan en belirgin
risk faktörüdür. Başlıca semptom ve
bulgular, kladikasyo intermittans, dirençli renovasküler hipertansiyon ve
intestinal anjinadır. Konvansiyonel tedavi yaklaşımı, açık transaortik tromboendarterektomidir.
Cerrahi tedavide operatif mortalite %8,7-11,6 gibi yüksek oranlarda olup, laparoskopik
tromboendarterektomi ve endovasküler girişim (balon anjiyoplasti veya aortik
stent) diğer tedavi seçenekleridir. Vaka serilerinde, endovasküler girişimler,
daha düşük perioperatif risk ile ilişkili görülmekle birlikte, daha lokalize
lezyona sahip, uygun anatomiye sahip az sayıda seçilmiş hasta için uygun bir
yaklaşımdır. Optimal tedavi yaklaşımının seçimi bireyselleştirilmeli ve karar
multidisipliner bir ekip tarafından verilmelidir.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :