Sanatta 20. Yüzyılın başlarında ortaya çıkan mekân algısındaki değişim, galeri mekânını sergilemenin ötesinde mekânı eserin bir parçası haline getirmesi açısından önemlidir. Bu durum sanatçının yaratım sürecine yeni bir ifade ve yorumlama biçimi kazandırmıştır. Esere izleyiciyi de dâhil eden ve deneyimlenen bir atmosfer oluşturan çalışmalar üreten birçok sanatçı disiplinler arası bir anlayış ile sanatı belirli kalıpların dışına çıkarmıştır. Mekânı ürettiği çalışmalara dâhil eden ve onu sanat eserinin bir parçası olarak gören Jacob Hashimoto’nun, bu anlayışta ortaya koyduğu çalışmalarında Japon kültürünün etkisi yoğun bir biçimde hissedilmektedir. Aynı zamanda dijital imgeler ile bütünleştirmesi ile kendine özgü bir yorum ortaya koyar. Eserlerini tasarlarken yüzey olarak mekânı kullanır ve mekânın atmosferini eser ile bir bütün olarak temsil eder. Enstalasyon, kültür ve mekân ilişkisi içerisinde gerçekleştirdiği ve geleneksel kültür ile dijital kültür imgelerini bir arada kullanarak oluşturduğu çalışmaları diğer sanatçılardan farklılığını ortaya koymaktadır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :