II. Dünya Savaşı’nın ardından, savaşın yarattığı ağır atmosfer içerisinde filizlenen ve postmodern eleştiri sisteminin ifadesi olan yapıbozum (yapısöküm/ postyapısalcılık/ dekonstrüktivist eleştiri), Jacques Derrida’nın ileri sürdüğü fikirler doğrultusunda hayat bulmuştur. Dekonstrüktivist eleştiri, en başta Batı metafiziğinin logos merkezli düşünme sistemini eleştirir ve bu düşünme sistemini temelinden sarsmaya çalışır. Bu nedenle Eski Yunan filozoflarının üzerinde devamlı durduğu tanrı, ruh, madde, hakikat gibi kavramları ve bu kavramlardan yola çıkarak mantık merkezini oluşturan düşünce sistemlerini sorgular. Ancak başta Derrida olmak üzere dekonstrüktivist eleştiriye farklı bakış açıları ile katkıda bulunan Michel Foucault, Gilles Deleuze, Jacques Lacan, Roland Barthes, Jean Baudrillard ve özellikle edebiyatta yapıbozum yöntemini uygulayan Paul de Man, Geoffrey Hartman gibi daha pek çok kuramcı ve eleştirmen, yerleşik mantık merkezini bir hamlede sarsmanın veya deyim yerindeyse yıkmanın mümkün olmadığının farkındadırlar. Onlara göre bu zorluğu aşmanın en kolay yolu, merkezi kuran yapıları altüst etmektir. Bu yazımızda dekonstrüktivist eleştiri yönteminin rasyonel düşünme sisteminin yapılarını ters yüz ediş mantığını ve yollarını Derrida’nın görüşlerinden yola çıkarak ele alacağız.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :