Post-trombotik sendrom (PTS), derin ven trombozunun (DVT) en yaygın kronik komplikasyonudur. PTS, uygun antikoagülan tedavi uygulansa bile ortaya çıkabilir ve bacak ödemi, kronik bacak ağrısı ve bacak ülserleri gibi semptomlara neden olarak aktiviteyi ve çalışma kapasitesini kısıtlayabilir. Bu durum hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkiler ve toplumsal sağlık maliyetlerini artırır. PTS'nin patofizyolojisi tam olarak anlaşılamamış olsa da derin ven trombozu sonrası venöz hipertansiyonun gelişimi önemli bir rol oynar. Venöz tıkanıklık ve venöz kapakçıklardaki hasar, venöz hipertansiyonun oluşumuna katkıda bulunur ve venöz ülser, lipodermatoskleroz ve hiperpigmentasyon gibi semptomlara yol açar. PTS gelişimi ayrıca genetik yatkınlık da dahil olmak üzere ven duvarı onarımı ile ilişkili gen polimorfizmleriyle ilişkilendirilebilir. PTS geliştirme riski ile ilişkili faktörler tam olarak anlaşılamamıştır, ancak bazı çalışmalarda kadınlarda, obez hastalarda ve ilio-femoral DVT hastalarında PTS riskinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. PTS tanısı için gold standart bir yöntem yoktur, ancak Villalta skalası gibi skorlama sistemleri kullanılabilir. PTS'nin önlenmesi için tromboprofilaksi, elastik kompresyon çorapları ve tromboliz gibi yöntemler kullanılabilir. Elastik kompresyon çoraplarının kullanımı PTS gelişimini engellemek için etkili bir yöntem olarak kabul edilir.(AI)
Atıf Sayısı :