Latince adıyla Nigella sativa ya da
halk arasında çörekotu, kara tohum, siyah kimyon, bereket tanesi gibi adlarla
bilinen bu bitki Avrupa, Kuzey Afrika ve Anadolu’da yabani tür olarak bulunur.
Ülkemizde de gıda olarak kullanılmak üzere tohum elde etmek amacıyla çoğunlukla
Afyon, Burdur ve Isparta’da ekilmekte olup, tohumlarının gıda olarak
kullanılmasının yanı sıra, yüzyıllardır idrar ve süt artırıcı, iştah açıcı,
adet söktürücü olarak geleneksel kullanımı da vardır (1). Nigella sativa’nın
eski Mısır ve Yunan hekimler tarafından baş ağrısı, burun tıkanıklığı, diş
ağrısı ve bağırsak kurtlarını tedavi etmek ve menstürasyonu düzenlemek için
ayrıca süt artırıcı olarak reçetelendiği kaydedilmiştir. Astım, bronşit, baş
ağrısı, dizanteri, enfeksiyonlar, şişmanlık, sırt ağrısı, hipertansiyon ve mide
barsak yolları problemleri dahil geniş bir hastalık grubunun tedavisinde
geleneksel ilaç olarak Orta Doğu ve Uzak Doğuda halk arasında uzun süre
kullanılmaktadır. Egzama ve deri hastalıklarında kullanılması da dünya genelinde
kabul edilmiştir (2). Nigella sativa’nın hipotansif, anti-nosiseptif,
ürikozürik, koleretik, doğurganlık karşıtı, anti-diyabetik ve anti-histaminik
gibi çeşitli farmakolojik özellikleri olduğu rapor edilmiştir (3). Ayrıca son
yıllarda yapılan çalışmalarla Nigella sativa ve içeriklerinin antioksidan,
antiinflamatuar, antimikrobiyal, antitümöral ve immünomodülatör özellikleri
terapötik potansiyeli açısından dikkat çekmektedir.
Atıf Sayısı :