Prognoz Belirlemede Nükleer Görüntülemenin Yeri
Anahtar Kelimeler
Koroner arter hastalığı (KAH), dünya genelinde önde gelen bir ölüm ve hastalık nedenidir. Bu hastalığın teşhisi ve şüphesi olan hastalar, sağlık kaynaklarını büyük ölçüde tüketmektedir. Bu durum, sadece tanı ve tedavi maliyetleriyle değil, aynı zamanda etkilenen kişilerin verimlilik kaybıyla da ilişkilidir. Bu nedenle, KAH hastalarında kardiyovasküler sonuçları iyileştirmek, kaynakların daha etkili bir şekilde kullanılmasına yardımcı olabilir. Günümüzde kullanılan testlerin beklentisi, bir hastalığın varlığını teyit etmenin yanı sıra, hastanın prognozunu ve yaşam kalitesini artırmak için klinisyenlere rehberlik etmesidir. KAH teşhisi konulduktan sonra hedef, hastaları gelecekteki istenmeyen kardiyovasküler olay risklerine göre sınıflandırmaktır. Bu şekilde, düşük riskli hastalarda gereksiz invaziv prosedürlerden kaçınılarak tıbbi tedavinin yeterli olup olmadığı belirlenebilir. KAH değerlendirmesinde, anatomik bilgi sağlayan bilgisayarlı tomografi (BT) ile anjiyografi, manyetik rezonans (MR) ve koroner kalsiyum skorlama gibi non-invaziv testlerin yanı sıra fonksiyonel bilgiye de ihtiyaç vardır. Bu amaçla, egzersiz EKG, stres ekokardiyografi, miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS), pozitron emisyon tomografisi (PET), farmakolojik stres MR, BT ile perfüzyon, doppler USG ile akım rezerv ölçümü gibi birçok non-invaziv tanısal yöntem kullanılmaktadır. MPS, KAH teşhisinde kullanıldığı gibi prognostik değerleri de iyi tespit edilmiştir. MPS, bölgesel miyokard perfüzyonunu değerlendirerek anatomik stenozun fizyolojik önemini belirlemektedir. Uluslararası kardiyak kılavuzlara göre, MPS en uygun aday grubu, kötü egzersiz kapasitesine sahip olan ve KAH riski açısından orta olasılıklı hastalardır. MPS, KAH hastalarının risk değerlendirmesi ve prognoz tayininde önemli bir rol oynamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :