Bu makalede, Türkiye'nin ekonomik gelişimi üzerine bir inceleme yapılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesiyle birlikte kurulan Türkiye Cumhuriyeti, imparatorluğun ekonomik ve toplumsal mirasına dayanmaktadır. Ancak, büyük toprak kaybı sonucunda Cumhuriyet önemli ekonomik kaynaklarını kaybetmiştir. Bu kaynakların önemi, günümüzde kaybedilen toprakların sahip olduğu kaynaklar göz önüne alındığında daha iyi anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik durumu, ekilebilir alanın kısıtlı olduğu, ticaret kanallarının tıkandığı, sanayinin zayıf olduğu, üretim ilişkilerinin dışa bağımlı olduğu bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, mali yapı olarak da benzer bir miras devralınmıştır. Yıkılan imparatorluğun mali yapısı, ekonomik bağımlı ülkelerin mali idaresine örnek teşkil etmektedir. Düyun-u Umumiye'nin vesayeti ve gelişmiş ülkelerle yapılan ikili antlaşmalar, bağımsız bir mali politikanın izlenmesini engellemektedir. Bu durum, yabancı şirketlere uygulanamayan vergi politikaları ve vergilerin mali politika aracı olarak kullanılmasını engellemektedir. Ayrıca, gümrük resimleriyle yurt içi ekonominin korunmasına izin verilmemekte ve dışa bağımlılık artmaktadır. Bu makale, Türkiye'nin ekonomik gelişimi üzerine bir perspektif sunmakta ve Türkiye'nin ekonomik mirasının nasıl şekillendiğini açıklamaktadır.(AI)
Atıf Sayısı :