Bu çalışmada, primer parastomal malignitelerin nadir bir durum olduğu ve genellikle adenokarsinom ve yassı hücreli kanser gibi türlerin en yaygın olduğu belirtilmiştir. Bu nadir durumun ayırıcı tanısında lenfomalar, melanomlar, nöroendokrin tümörler, ekrin syringofibroadenomlar, meme dışı Paget hastalığı ve verrüköz karsinom gibi diğer malignitelerin de göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, Crohn hastalığı, Behçet hastalığı, Hirschsprung hastalığı, rektal adenokarsinom ve ürotelyal transizyonel hücreli karsinomu olan hastalarda da ileostomi bölgesinde neoplazik değişikliklerin bildirildiği belirtilmiştir.Olgu sunumunda, COVID-19 enfeksiyonu komplikasyonları ve ileus bulguları olan bir kadın hastanın acil olarak kliniğe sevk edildiği ve anterior rezeksiyon ve uç kolostomi uygulandığı ifade edilmiştir. Hastanın adjuvan kemoterapisi tamamlandıktan sonra kolostomi çevresinde hiperemik nodüler lezyonlar şikayetiyle başvurduğu ve yapılan biyopsi sonucunda iyi diferansiye SCC teşhisi konulduğu belirtilmiştir. Multidisipliner tümör konseyinde ostomi darlığı riski ve komşu enterik segmentlerin radyasyondan etkilenme olasılığı nedeniyle radyoterapi verilmemesine ve lezyonların komplet eksizyonu sonrası hastanın tekrar değerlendirilmesine karar verildiği ifade edilmiştir. Hastanın GİS adenokanser tedavisi tamamlandıktan sonra kolostomi ucu ve çevresindeki lezyonların en-blok rezeksiyonu takiben kolokolonik anastomoz ile definitif cerrahisinin tamamlandığı belirtilmiştir.Sonuç olarak, primer parastomal malignitelerin nadir görülen bir durum olduğu ve ayırıcı tanısında diğer malignitelerin de göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır. Olgu sunumu, bu nadir durumun tanı ve tedavi sürecini açıklayarak klinik uygulamalara katkı sağlamaktadır.(AI)