Dünya Gıda Örgütünün de
(FAO benimsediği Gıda güvenliği “insanların sağlıklı ve aktif bir yaşam için
beslenme ihtiyaçlarını ve gıda tercihlerini karşılayacak yeterli, güvenli ve
besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik erişime sahip olması” şeklinde
tanımlanmaktadır. Dünyada çoğunluğu az
gelişmiş veya kırsal alanlarda olan yaklaşık bir milyar insan hâlâ gıda
sıkıntısı çekmekte, topraklar çoraklaşmakta, çeşitli nedenlerden ötürü küresel
tahıl rezervleri düşmekte olduğu belirtilmektedir. Otoriteler tarafından bu
düşüşün sebepleri, tarımsal faaliyetlerin azalması, iklim değişikliği,
kırsaldan kete göç, kontrolsüz gübreleme, gelişmiş toplumlarda ve şehir
hayatında kişilerin beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve alternatif enerji
kaynağı olarak bitkisel kökenli biyoyakıtların üretilmesi olarak
tanımlanmaktadır. Burada fosil yakıt kaynaklarının azalması, bu yakıtlara
ulaşmanın güçlüğü, birim fiyat artışları ve emisyon değerlerindeki
sınırlamalardan ötürü özellikle bölgesel olarak biyoyakıtların üretimi her
geçen gün artmaktadır. Bu artışların özellikle gıda başta olmak üzere
toplumları endişelendirdiği gözlenmekte ve bu konuya karşı tedbir alınmazsa
tarımsal ürünlerin enerji üretiminde kullanılması gıda güvenliği için
karşılaşılacak başlıca risk olarak belirtmektedirler. Bu çalışmadaki amaç
konuya ilişkin yapılan incelemelerde biyoyakıtların küresel ölçekte iyi
planlamalar ile alternatif enerji kaynağı olarak yaygınlaşabileceği, temiz
çevre politikalarına destek olacağı, gıda güvenliğine risk olarak öne çıkan
kaygıları ortadan kaldırabileceği sonucunu orta koymaktır.
Bu kitabın bölümleri bulunmamaktadır.
Atıf Sayısı :