Median sternotomi, anterior mediastinal yapıların (örneğin timoma, teratom, intratorasik guatr), travmalar ve bilateral olarak toraks ve akciğerleri içeren patolojilerin tedavisinde genellikle kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntem, kalp ve çevre yapılarına mükemmel bir erişim sağlar ve bu nedenle açık kalp cerrahisinde en sık kullanılan tekniktir. Transvers sternotomi, büyük tümörler, göğüs travmaları veya bilateral akciğer nakli yapmak için gereken Clamshell insizyon olarak bilinir ve nadiren kullanılır. Median sternotomi komplikasyonları hastaların %0,5 ila %5'inde görülürken, mediastinitis hastaların %0,2 ila %3'ünde görülür. Sternotomi sonrası oluşan komplikasyonlar, sternotomi yapan kardiyotorasik cerrahlar tarafından yapılan cerrahi müdahalelerin yara bölgesinde meydana gelebilir ve sternal instabiliteye neden olabilir. Genellikle sternal instabiliteye dehiscence denir. Bu durum, hemen hemen tüm kemik operasyonlarının neredeyse tümünde oluşan geç dönemde non-union sonrası görülür. Ayrıca, ayrılma sternotominin bir kısmı tarafından sınırlanırken, tamamen oluşabilir ve tüm dikiş hattını kaplayabilir. Anormal hareket hissedebilir ve tıklama sesi duyabiliriz. Ayrılma her zaman hayati tehlike oluşturmasa da, kemik yüzeylerinin sürtünmesinden kaynaklanan ağrı rahatsız edicidir. Paradoksal solunuma neden olabilir. Paradoksal solunum, sternum bütünlüğünün neredeyse tamamen bozulması ve kaburga kıkırdaklarında kırıklarla birlikte görülür. Sonuç olarak, nefes darlığı, ağrı ve taşipne ortaya çıkabilir. Sternum instabilitesi, hızlı bir şekilde tedavi edilmezse, genellikle erken postoperatif dönemde enfeksiyöz mediastinitise dönüşür. Sternum dehisansının gelişimini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyebilecek birçok farklı neden literatürde tanımlanmıştır. Sternum dehisansının erkeklerde göğüs kas yapısı nedeniyle daha sık geliştiği ancak büyük göğüslü kadınlarda ve diyabetli kadınlarda da görüldüğü belirlenmiştir. Ayrıca, aşırı kilolu olmak ve düzenli olarak steroid kullanmak, immünosupresif tedavi almak, sigara içmek ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) risk faktörleri arasındadır. Yaşlı olmak, sternum dehisansının gelişme riskini artıran başka bir risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Doğru insizyon tekniği, median sternotomi cerrahi işlemi olarak başladığından beri önemli bir perioperatif faktördür. Ciddi bir insizyon simetri ekseninden sapması, genellikle yara iyileşmesinde bozukluğa neden olur. Sternum kapatma hataları da benzer bir etkiye sahip olabilir. Ayrıca, operasyon süresi, hipotermi ve kardiyopulmoner baypas derinliği, kan transfüzyonlarının artan kullanımı, kanama nedeniyle yeniden operasyonlar ve en önemlisi cerrahi sırasında iç torasik arterlerin (özellikle bilateral olarak kullanıldığında) kullanılması gibi faktörler de sternum dehisansı riskini artırır. Sigara içenler ve KOAH hastaları arasında aşırı öksürme, belirli ilaçların alınması gibi postoperatif faktörler de sternum dehisansı riskini artırabilir. Ayrıca, aşırı öksürmeye, uzun süreli entübasyona ve mekanik ventilasyona neden olan diğer akciğer komplikasyonları da sternum dehisansı riskini artırabilir. Sternum dehisansı ile sıklıkla birlikte görülen en ciddi komplikasyon, yara bölgesi, yumuşak dokular, sternum ve mediasten enfeksiyonudur. Sternum dehisansının önlenmesi, sigaranın en az 1 ay önce bırakılması ve vücut kütlesinin azaltılması gibi kontrol edilebilir faktörlerin ortadan kaldırılmasıyla genellikle başarılı bir şekilde gerçekleştirilir. Göğüs açma ve kapatma işlemlerinde uygun tekniklerin kullanılması da hayati öneme sahiptir. Kanama veya diğer nedenlerle yeniden operasyon da klinik denemelerde doğrulanmış bir risk faktörüdür. Cerrahi alanın uygun aseptik ve antiseptik prosedürlerle korunması, bu komplikasyonların insidansı üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Diyabetli hastalarda, erken postoperatif dönemde insülin infüzyonlarıyla glikemik kontrolün sağlanması ve daha sonraki aşamalarda uygun dozlarda titrasyon yapılması önemlidir.(AI)
Atıf Sayısı :