Yanık vakaları, cilt ve cilt altı dokuların çeşitli etkenlerle temas etmesi sonucunda meydana gelen yaralanmalardır. Bu yaralanmalar, ölüm veya deformitelere yol açabilen önlenilebilir yaralanmalardır. Yanık vakaları, bireyleri ve aileleri fiziksel, mental ve duygusal olarak olumsuz etkileyen ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Dünya genelinde yanık vakaları, trafik kazaları, düşmeler ve fiziksel şiddetin ardından dördüncü en yaygın travma türüdür. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde görülen yanık vakalarının büyük bir kısmı Afrika ve Güneydoğu Asya bölgelerinde gerçekleşmektedir. Türkiye'de ise her yıl yaklaşık 200 bin kişi yanık yaralanmasıyla karşılaşmakta ve bu vakaların 15 bini hastanelerde tedavi edilmektedir. Yanık yaralanmaları sadece deriyi etkilemekle kalmayıp, birçok sorunu beraberinde getiren ve sürekli bakım gerektiren bir travmadır. Yanık tedavisinde metabolik ihtiyaçlar yanığın hasar boyutuna göre değişkenlik gösterir. Yanık hastalarında cilt bariyerinin bozulması nedeniyle sıvı, elektrolit, protein, mikro besin ve mineral kayıpları meydana gelir. Enfeksiyonlar, katabolik süreçler ve yara iyileşmesi nedeniyle artan gereksinimler, yanık hastalarında mikro besin, enerji ve protein eksikliklerine yol açar. Bu nedenlerle, yanık hastalarının beslenme tedavisi önemlidir ve multidisipliner bir ekip tarafından yönetilmelidir. Yanık hastalarının beslenme tedavisi, hastanın iyileşme sürecini olumsuz etkileyen faktörleri azaltarak, tekrarlayan ve uzun süren hastane yatışlarını önlemeye yardımcı olur.(AI)